Mesajı Okuyun
Old 08-06-2003, 01:27   #9
aytenagirdemir

 
Varsayılan

Merhaba,

İzmir Barosu’nun KAHDUM’u kapatma kararı, kadın örgütleri tarafından büyük bir üzüntüyle ve tepkiyle karşılandı.

Ne değiştiğini çok merak ediyorum?

Bu merkezin kurulmasındaki amacı oluşturan sosyal yapı mı değişti?

Yani İzmir’de sorunu bitti mi?

Kadınların ikincil vatandaşlığı İzmir'de sona mı erdi?

Kadına yönelik, cinsel, ekonomik, fiziksel, sözel, psikolojik vs. şiddet sona mı erdi?

Kadınlar hak arama mücadelesinde erkeklerle aynı düzeyde mi?

Kadınlar erkeklerle aynı eğitim düzeyine mi geldi?

Kadınlar erkeklerle aynı ekonomik güce mi sahip?

Bu merkezin kurulması sırasındaki toplumsal yapı hala mevcut. Bu nedenle, İzmir Barosu kesinlikle bir açıklama yapmalı.
Hem de sadece hukukçu kadınlara değil tüm kadınlara hem de öyle üstünkörü, gerçekleri gizleyerek falan değil, gerçek niyetlerini ortaya koyarak (zor biraz tabi) bir açıklama yapmaları gerekiyor.

Bu kararın hangi üyeler tarafından alındığı ayrıca bir merak konusu. Kimlerin karşı çıktığı ve kimlerin bu öneriyi getirdiği de açıklanmalıdır. Yani tüm ayrıntılarıyla bu olayın ortaya çıkması gerekiyor. İzmir Barosu Yönetimi tüm kadınlara bu kararı açıklamak zorundadır!

İstanbul, Ankara, Diyarbakır barolarında benzer amaçlı merkezler bulunmaktadır. Ayrıca diğer barolarda da kadın danışma ve uygulama merkezleri kurulmaya çalışılmaktadır. Böyle bir süreç varken, İzmir Barosu Yönetimi bu süreci nasıl tersine döndürmeye çalışabilir anlamakta güçlük çekiyorum?

KAHDUM’un kapatılması kararı bu merkezi kuran, bu merkezi ayakta tutan ve geliştiren avukat arkadaşlarımızın bugüne kadarki emeklerini BİR HİÇ YERİNE KOYAN, baronun gelişmesinde, güçlenmesinde çeşitli merkez ve komisyonlarda çalışan avukatları hiçe sayan bir karardır. Bir meslek örgütü olan Baro’nun aşağıdan yukarıya, çoğulcu yönetime ters düşen, Baro Genel Kurulu’nda ben seçildim her istediğimi yaparım anlayışına tekabül eden ANTİDEMOKRATİK bu kararının derhal iptali gerekmektedir.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi 1999 Temmuz Ayından bu yana 10.000'in üzerinde kadına telefonla danışmanlık hizmeti ve binlerce kadına davalarında hukuki destek vermiştir. Bu kadınların hepsi, şiddete maruz kalmış ( cinsel, fiziksel, ekonomik, sözel vs) kadınlar olup, davalarında bir avukatla temsile edilmeye yeterli ekonomik gücü olmayan kadınlardır.

Kadınlarla erkekler arasında çok ciddi bir biçimde kadının toplumsal ikincil durumundan kaynaklanan bariz farklar bulunmaktadır.

Kadınların eğitim ve ekonomik düzeyi erkeklere göre oldukça düşük.
Bunun sonucu olarak, okuma yazma bilmeyen bir kadın eğer ekonomik durumu da iyi değilse bir davada nasıl hakkını arayacak ve avukatla temsil edebilecek?

Eğitim düzeyindeki ciddi farklılıklar ve bunun doğal sonucu olarak, toplum içinde konuşma, mahkeme huzurunda konuşma, mahkemeye dilekçe verme(okuma yazma biliyorsa tabi), dava sürecinde haklarını bilme (nafaka, maddi ve manevi tazminat, katkı payı alacağı, velayet vs.) bu haklarını isteme, bu hakları konusunda diretebilme, ekonomik durumundaki yoksunluk nedeniyle (Türkiye'deki gayrimenkullerin %92'si erkeklere ait) avukatla temsil edilebilme vs vs konularında kadın aleyhindeki eşitsizlik herkesçe bilinmektedir. ( ben bu realitenin, herkesçe bilindiğini zannediyordum ama bilinmiyor (muş) ya da bilmezlikten gelmek tercih ediliyor, bakış açısı tabi)

Bu eşitsizliğin doğal sonucu olarak kadın BOŞANMA DAVALARI SONUNDA DAHA DA FAKİRLEŞEREK hayatına devam etmek zorunda kalıyor.

Ya da cinsel taciz ve tecavüz sonrası hukuki destekten yoksun olan kadın, susuyor, şikayet etmiyor, davasını takip edemiyor ve tecavüzcü tacizci yeni mağdurlar yaratmak üzere cezasız bir şekilde ya da az bir cezayla, yaptığı yanına kar kalarak sokağa yeniden çıkıyor!!!!!!!
Kadınlara yönelik ayrımcılığa ilişkin diğer hukuki araştırmalar yine bu merkezlerde yapılıyor.

İşte Türkiye genelinde tüm barolarda KADIN HAKLARI UYGULAMA VE DANIŞMA MERKEZLERİ BUNUN İÇİN KURULMAYA ÇALIŞILIYOR. Bu eşitsizliği dengelemek için. Tüm dünyada, toplumda zayıf durumda olanlar lehine pozitif ayrımcılık savunulmakta/uygulanmaktadır. Türkiye Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) da pozitif ayrımcılık yapma yönünde taahhütte bulunmuştur.

Toplumların gelişmişlik düzeyi kadınlara verdiği önemle ortaya çıkar.

Kadın Hakkı, insan hakkıdır. Barolar, İnsan Hakları mücadelesinin lokomotifi olmak, bu mücadeleyi spesifik alanda yürüten meslektaşlarının önünü açmak, Baro içinde bu alanda çalışacak merkez ve komisyonların kurulmasında/çalışmasında ortam hazırlamak en ÖNEMLİSİ ATILMIŞ BU ADIMLARI GERİYE ÇEVİRMEMEK zorundadır. KAHDUM üyesi meslektaşlarımızla yaptığımız görüşmelerde, aylardır Kadın Hakları konusunda bu merkezin meslek içi eğitim yapmak istediğini, ancak baro yönetiminin buna engel olduğunu duyuyorduk. Yani merkezi önce atıl hale getirdiler, bu meslektaşlarımızın merkezde çalışmalarını taleplerine cevap vermeyerek bir şekilde durdurdular, sonra da kapattılar.

BU YÖNETİME OY VEREN KADIN AVUKATLARA BİR ÇAĞRIDA BULUNUYORUM: OYUMU GERİ VER KAMPANYASI BAŞLATALIM.

TÜM KADIN AVUKATLARI, BU ANLAYIŞTAKİ AVUKATLARA BİR SONRAKİ BARO SEÇİMLERİNDE OY VERMEMEYE DAVET EDİYORUM