Mesajı Okuyun
Old 03-05-2009, 00:32   #4
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu Esas No: 1990/1-172 Karar No: 1990/224 Tarih: 15.10.1990
  • KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK suçu ( Sanığın Bileziklerini Çalmak İçin Akrabasını Öldürdüğünü İtiraf etmesi Nedeniyle Takdiri Hafifletici Sebeplerin Uygulanması )
  • Takdiri HAFİFLETİCİ SEBEPLERİN UYGULANMASI ( Bileziklerini Çalmak İçin Akrabasını Öldürdüğünü İtiraf Eden Sanığın İdam Hükmünde )
  • İDAMA MAHKUM EDİLEN SANIK HAKKINDA Takdiri HAFİFLETİCİ SEBEPLERİN UYGULANACAĞI ( Hırsızlık Amacıyla Akrabasını Öldüren )
  • HIRSIZLIK MAKSADIYLA AKRABASINI ÖLDÜREN SANIK ( Takdiri Hafifletici Sebeplerden Yararlanacağı )
ÖZET :
İkrarı ile suçun ortaya çıkmasını ve suç vasfının tayinini sağlayan sanıkhakkında TCK. 59. Md. Uygulanması gerekir. Sözkonusu madde olaya göre değilkişiliğe göre uygulanmalıdır.
DAVA :
Kasten adam öldürmek suçundan sanık F.A.'nın TCK.nun 450/8. maddesi gereğince idam cezası ilecezalandırılmasına, hakkında başkaca tahfife yer olmadığına ve fer'i ceza tayinine ilişkin ... Ağır CezaMahkemesince verilen 10.7.1989 gün ve 27/133 sayılı, re'sen temyize tabi olan hükmün sanık tarafından datemyiziüzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi 8.12.1989 gün 3173/3501 sayı ile;
"Suç vasfının tayini ve olayla ilgili maddi delillerin elde edilmesi Sanığın hazırlık soruşturmasındaki ikrarıylagerçekleşmiş olmasına göre, bu halin sanık lehine TCK.nun 59. maddesinin uygulanmasını gerektireceğinindüşünülmemesi"
İsabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 13.3.1990 gün 49/49 sayı ile;
"Sanık, hazırlıktaki ikrarını duruşmada kabul etmemiştir. Bilezikler bulunmasaydı, yan delil eldeedilemeyecek vemücerret ikrarı da hükme esas alınmayacaktı. Ayrıca maktüle, dokuz aylık hamile olup sanık hakkındaTCK.nun 59.maddesinin uygulanmasına yönelik atifete mazhar bir kişi de değildir."
gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de, re'sen temyize tabi olduğundan dosya, Yargıtay C. Başsavcılığının onama istemli 25.5.1990tarihlitebliğnamesiyle Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
Dosya kapsamına göre,
Evinin avlusunda cesedi bulunan maktülenin kolundaki altın bileziklerin alındığı anlaşılmış olay yerine gelenveöldürülenin akrabası olan Sanığın aşırı tepki göstermesinden kuşku duyularak evinde arama yapılmış, suçunsurunarastlanmamıştır.
Sanık, karakolda alınan ifadesinde suçu inkar etmiş, ertesi gün jandarma karakolunda alınan ikinciifadesinde, C.Savcılığı ve Sulh Ceza Hakimliğindeki beyanlarında suçu ikrarla, borçlarını ödemek için kafasına baltaylavurduğumaktüleyi öldürdükten sonra kolundaki bilezikleri alarak sattığını söyleyen sanık duruşmada yüklenen suçu inkaretmiştir.
Sanığın TCK.nun 450/8. maddesi gereğince cezalandırılmasına ilişkin Yerel Mahkeme kararı TCK.nun 59.maddesinin uygulanması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında, sübut ve yukarıda açıklanan oluşta ihtilaf olmayıp, uyuşmazlıkTCK.nun59. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğine ilişkindir.
TCK.nun 59. maddesi mahkemenin Takdirine bağlı hususlardan olmakla beraber, bu takdir hakkınınkullanılmaması nedeniyle gösterilen gerekçenin makul ve makbul olması, hukuk kaidelerini zedelemeyecek,yasanınamacına aykırı düşmeyecek ve vicdanları rahatsız etmeyecek bir mahiyet taşıması, hak ve nesafet kurallarınauygunolması gerekmektedir. Bu madde yalnız suçun işlenişine göre cezanın verilmesini önlemek ve failin kişiliğineuygunbiçimde cezanın şahsileştirilmesini sağlamak amacını gütmektedir. Sadece suçun işleniş biçiminin ağırlığındansözedilerek TCK.nun 59. maddesinin uygulanmasından vazgeçilemez. Aksi hal, olaya göre değil kişiliğe göreuygulanması gereken 59. maddenin amacına aykırıdır.
Ayrıca ikrarı ile suçun ortaya çıkmasını ve suç vasfının tayinini sağlayan sanık hakkında TCK.nun 59.maddesininuygulanması gerektiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Özel Dairelerin yerleşmiş ve duraksamasız uyguladığıesaslardır.
İncelenen dosyada, olayın görgü tanığı yoktur. Bileziklerin, kuyumcuya sanık tarafından satılması suçunsanık tarafından işlendiğinin kesin kanıtı değildir. Maktüle, bir başkası tarafından öldürülmüş ve bilezikler sanıktarafından satın alınmış veya ölmeden önce rızasıyla öldürülen tarafından verilmiş olabilir. Sanık, kendisilehineolacak haksız tahrik gibi şartları oluşturmak ve bunları kabul ettirmek olanağına sahipken böyle yapmamış, suçdelillerini ve cesedi gizlememiş ikrarı ile olayın ortaya çıkmasını ve suç vasfının belirlenmesini sağlamıştır.
Bu nedenle, Takdiri indirim nedenlerini sanırlamamış olan yasa koyucunun iradesi doğrultusunda TCK.nun59.maddesinin uygulanması oluşa, hak ve adalete daha uygun olacaktır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üyeler, mahkemece gösterilen gerekçeye göre direnme hükmününonanmasıdoğrultusunda oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenler; isteme aykırı olarak kendiliğinden temyize tabi bulunan Yerel Mahkemedirenmehükmünün BOZULMASINA, 25.6.1990 günlü ilk müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 15.10.1990günüyapılan ikinci müzakerede 2/3 ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.







T.C.
YARGITAY
Dördüncü Ceza Dairesi Esas No: 2002/6194 Karar No: 2002/8056 Tarih: 7.5.2002
  • Sanığın SUSMA HAKKI ( Sanığın suçunu inkar etmesi Gerekçesinin Yasal Olmadığı - TCK'nın 59. Maddesinin Uygulanması Gereği )
  • suçu inkar ETME ( Gerekçenin Yasal Olmadığı - Sanığın Susma Hakkının Olduğu/TCK'nın 59. Maddesinin Uygulanması Gereği )
  • YASAL OLMAYAN GEREKÇE ( Sanığın suçunu inkar etmesi - Susma Hakkının Olduğu/TCK'nın 59. Maddesinin Uygulanması Gereği )
ÖZET :
Susma hakkı olan Sanığın " suçunu inkaretmesi" biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle TCY.nın 59.maddesinin uygulanmaması hatalıdır.
DAVA :
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR :
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; CYY.nın 135.maddesine göre susma hakkı olan Sanığın " suçunu inkaretmesi" biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle TCY.nın 59.maddesinin uygulanmaması,
Yasaya aykırı ve sanık Osman Yanık'ın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 7.5.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





T.C.
YARGITAY
Dördüncü Ceza Dairesi Esas No: 2002/3896 Karar No: 2002/6158 Tarih: 10.4.2002
  • Sanığın SUSMA HAKKI ( Sanığın suçunu inkar etmesi Gerekçesinin Yasal Olmadığı - TCK'nın 59. Maddesinin Uygulanması Gereği )
  • suçu inkar ETME ( Gerekçenin Yasal Olmadığı - Sanığın Susma Hakkının Olduğu/TCK'nın 59. Maddesinin Uygulanması Gereği )
  • YASAL OLMAYAN GEREKÇE ( Sanığın suçunu inkar etmesi - Susma Hakkının Olduğu/TCK'nın 59. Maddesinin Uygulanması Gereği )
ÖZET :
Susma hakkı bulunan sanık hakkında " suçunu yadsıdığı" biçimindeki yasal olmayan gerekçeyle TCY.'nın 59. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi hatalıdır.
DAVA :
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR :
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; CYY.nın 135.maddesi uyarınca susma hakkı bulunan Sanığın suçunu yadsıması ( inkarı )gerekçe gösterilerek TCY.nın 59.maddenin uygulanmaması,
Yasaya aykırı ve sanık Yaşar Türkmen'in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10.4.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Umarım faydalı olur.