Mesajı Okuyun
Old 20-12-2020, 19:46   #6
htchtc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Cevaptaki dayanılan karar boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan davalara uygulanacak zamanaşımı süresi ile ilgilidir. Oysa soruda geçen olaydaki zamanaşımı "birikmiş nafaka alacağı" ile ilgilidir. Bu yönden 1 yıllık zamanaşımı süresinin birikmiş yoksulluk nafakası alacağına uygulanmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Gerek ilk cevabımda geçen 2.HD.si kararında ve gerekse aşağıdaki 8HD.si kararında yoksulluk nafakası da dahil olmak üzere nafaka alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu vurgulanmaktadır. Başlangıç tarihi de tanıma veya tenfiz kararının kesinleşme tarihi olacaktır.


T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/21470
K. 2015/17503
T. 6.10.2015
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.08.2002 tarih ve 2002/611 Esas - 2002/571 Karar sayılı 18.11.2002 yılında kesinleşen boşanma ilamına dayalı olarak 13.06.2014 tarihinde 2004 yılı Temmuz ayından itibaren birikmiş iştirak ve yoksulluk nafakasının tahsili için icra takibi başlatılmış olup, borçlu İcra Mahkemesi'ne başvusunda boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl sonra ilamın takibe konulması nedeniyle takibin zamanaşımına uğradığını ve ilam içeriğine aykırı olarak faiz talep edildiğini açıklayarak takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece yoksulluk nafakası ile ilgili dayanak ilamın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık süre geçtikten sonra takip yapıldığından bu talep yönünden zamanaşımı nedeniyle icra takibinin geri bırakılmasına, iştirak nafakası alacağının ise BK'nun 153.maddesi gereğince zamanaşımının durması nedeniyle bu yöne ilişkin talebin reddine karar verildiği, hükmün alacaklı ve borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

BK'nun 135/2. maddesi hükmüne göre, alacak, bir hüküm ile sabit olmuşsa zamanaşımı süresi on yıldır. Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir.

Buna göre Mahkemece, takip tarihinden geriye doğru on yıllık yoksulluk ve iştirak nafakasının istenebileceği gözetilerek gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp ve borçlunun faiz şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366.nun ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

buradaki örnek kararda yargıtay bozma nedeni olarak yoksulluk nafakası ile ilgili zamanaşımını gerekçe göstermemiş, ana bozma sebepi faizler ile ilgili olmuş, yargıtay kararında da zamanaşımı süreleri belirtilmiştir. kıymetli cevabınız ve alakanız için teşekkür ederim, sanırım zamanaşımı süreleri ile ilgili uygulamada hayli farklı örneklere rastlayacağız.