Sayın nfb,
Kızmakta haklısınız. Ben de kızıyorum bazen. Açıklamamız gereken nokta kime kızmanız/kızmamız gerektiği.

Soruyu sorana mı kızacağız, yoksa böyle soruların cevaplandırılmasına mı? Ben yerine göre bazen birine bazen diğerine, bazen de ikisine birden kızıyorum. Eğer bu tür sorular cevaplandırılmasa sorulmaz. Bu tür sorular devamlı soruluyorsa, cevaplandırıldıkları içindir. Avukatım, bilgisayarımda veya avukatım internette düşünce tarzı! Vatandaş cevabını alıyorsa neden sormasın?

Hukukun ve hukuk kaidelerinin herkes tarafından anlaşılabilmesi için bu tür soruların, belirli bir ölçüde ve belirli sınırlar dahilinde cevaplandırılması gerekir düşüncesindeyim.

Bu ölçü ve sınırları şöyle açıklıyabiliriz:

· eğer soru sahibinin bir avukatı varsa, hukukçu arkadaşların, mesleğe ve diğer arkadaşlarına saygı gösterip, “ bu soruyu avukatına yönelt” “senin bu konuda danışabileceğin bir avukatın var, onun fikrini al” demeleri gerekir. Eğer soru sahibi avukatından memnun değilse, istediği anda o avukatı bırakıp daha iyi olarak bildiği bir avukata gitme özgürlüğü var. Hiç bir avukat kendisinden ayrılmak istiyen müvekkilini zorla tutamaz. Eğer müvekkil avukatından memnun değilse ve ona güveni yoksa, ortada bir güven ortamı yoktur ve ilişkinin en kısa sürede bitirilmesi gerekir. Belki daha iyisini bulur. Atalarımız boşuna “el elden üstündür” dememişler.

· Bir olayı aktaranlar o olayı devamlı olarak kendi sübjekif algılamasından esinlenerek
aktarır. Soruyu cevaplandıran da bu sübjektif bakış açısını göz önünde bulundurarak
cevap verir. Bu sübjektif algılama karşı tarafın bakış açısını yansıtmadığı için tek
yanlıdır, böyle olunca da verilen cevapta sadece olayın aktarılan yönünü göz önünde
bulundurur ve eksiktir. Olayı üstlenen avukat her iki tarafın gerekçelerini göz ününde
bulundurarak daha başka sonuçlara varabilir. Bu sebepten sorulan sorulara bu
sitede yanıt veren her hukukçu arkadaşın şunu belirtmesi gerekir: “sizin
anlattıklarınızdan bu sonuca varıyorum, ama olayı detaylı olarak avukatınızla tartışın”

· Sayın nfb, Size olayın içeriği yönünden hak versem bile, verdiğiniz yanıt sayın Halilin
tepesine beklenmedik bir tokmak gibi indi diye düşünüyorum. Biraz daha yumuşak
vurabilirdiniz.

Yazı biraz "hem nalına hem mıhına" oldu ya neyse.

Saygılarımla