Mesajı Okuyun
Old 07-01-2007, 15:08   #3
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Teşekkürler Şehper hanım ve Dark, geçekten pazartesi sendromunun her yanımı şimdiden sardığı bu pazar gününde mesajınızı okumak büyük keyif oldu benim için.

Şehper hanım kadar ileri düzeyde olmasa da ben de ben kısa stajyerlik geçmişimde bazı ilginç diyaloglar yaşadım. Benim diyaloglarımda Stj: Stajyer avukat olarak geçiyor..

Yanında çalıştığım A'nın M'si olan firmalardan birinin satın aldığı arabalar bozuk çıkmış ve bu yüzden firma sahibi derhal bizimle görüşmek istedi. O gün bürodaki A'lar çok meşgul oldukları için bana "Stj görüşmeye sen git, sorunu öğren, birlikte istişare ederiz daha sonra" dediler. Sonra ben müvekkil firma sabibi(M)nin ofisine gittim ve görüşmeye başladık..

M: Hoşgeldiniz A bey, başıma neler geldi sormayın.

Stj: Oysa geliş sebebim başınıza gelenleri sormak(aklımca espri yaptım)

M: Anlamadım?

Stj: Hiiç, buyrun konuya geçelim.

M: Her biri 45'er bin ytl'den iki adet yeni araç aldım ve ikisi de arızalı çıktı.

Stj: Arızası dediğiniz sorun nedir, sorabilir miyim?

M: Klimayı çalıştırdığımda araba çekişten düşüyor.

Stj: Hmm, arabaları satın aldığınız tarihi ve kullanım amaçlarını öğrenebilir miyim?

M: İki aya yakın oldu, arabayı sürmek için aldık.

Stj: Hayır, sormak istediğim pazarlama gibi firmanın ticari faaliyetleri için mi, yoksa şahsi ulaşım ihtiyacınızı karşılamak için mi aldınız?

M: Bundan avukatlara ne ki?

Stj: Bakın efendim, araçlarınızdaki ayıbı üretici ve distribütör firmalara ihbar ederek belli süreler içinde bildirmek zorundayız ve bu sürenin ne kadar olacağı yaptığınız satış işleminin ticari mi, yoksa adi bir borç ilişkisi mi olduğuna bağlı.

M: Sen ne diyosun A bey? Biz yedi göbekten ticaretle uğraşırız, adi işlerle uğraşmayız biz.

Stj: Bakın, beni anlamadınız. Yaptığınız satım sözleşmesinin niteliği önemli, Ticaret Kanunu hükümlerine tabi ticari bir iş ise araçlardaki ayıbı ihbar süresini kaçırmış oluruz. Bunu söylemek istedim.

M: Biz tüccarız, ticaretten başka adi işlerle uğraşmadık, uğraşmayız.

Stj: Üzgünüm ama bu durumda arızayı üretici firmaya ve distribütöre ihbar süresini geçirmiş bulunuyoruz.

M: Ne olacak peki şimdi?

Stj: Araçları bu haliyle kullanmaya devam edeceksiniz.

M: Kardeşim, ben size bunun için mi para veriyorum?

Stj: Elimizden bir şey gelmez beyefendi.

M: Sen orda yenisin galiba, sizi azad( ) ettim, bi daha iş vermem sizin büronuza.

Stj: Azil işlemlerine A beylerle görüşün efendim.

M: Sen A değil misin orda?

Stj: Hayır, ben Stj'yim.

M: Kızım bana A'nın bürosunu bağla, bana çocuk muhatap göndermiş saygısızlar, çocuk bahçesi mi burası be?

Stj: Lütfen sözlerinize dikkat edin beyefendi, ben size yardımcı olmaya çalıştım.

M: Git işine yavrum, şu saçına sakalına bir bak. Sen okulda küpe de takmışsındır.

Stj: Bunun konuyla ne ilgisi var ki?

M: Ben karşımda ciddi, tecrübeli ve yetişkin eleman isterim.

Stj: Biz de yetişkin müvekkil istiyoruz ama her istediğimiz olmuyor işte.

M: (A telefona bağlanır): Alo A, bu yanımdaki oğlanı sen mi gönderdin? Bu ne ciddiyetsizlik? ......................................

(Sonra Stj ofisten ayrılır, A ile M aralarında ne konuştular Stj duymamıştır. A, Stj'ye büroya gelir gelmez M'nin vekilliğinden istifa için bir ihtarname yazıp noter aracılığıyla göndermesini ister, bu olay da bu şekilde mutlu sonla biter )

--------------------------------------------------
--------------------------------------------------

Bir gün Stj adliyede kalemden kaleme koşarak büronun günlük işlerini takip ediyordur. Birden kim olduğunu bilmediği biri(M imiş) telefonda arar.

M: Alo, Stj bey merhaba. Bizim işi hallettiniz mi? Akşam uçağıyla İstanbul'a gideceğim, saat 19.00'a kadar evrakları büronuzdan almak istiyorum.

Stj: Merhaba efendim. Özür dilerim ama ben sizin işlerinizle ilgilenen A'nın Stj'si değilim. İşin ne olduğu konusunda bilgim yok.

M: Ama büroyu aradım, senin numaranı verdiler.

Stj: İyi ama ben sizin dosyalarınıza vakıf değilim ki, iş nedir o'nu da bilmiyorum. Size Stj 2'nin telefon numarasını vereyim ister misiniz? O'nunla görüşseniz daha tatmin edici bilgi alabilrsiniz.

M: Güzel kardeşim, ben dakikası para olan bir insanım. Şu an seninle konuşarak zarar ediyorum(lafa bakın ). Bir de arkadaşınla görüşemem. Akşama kadar evraklarımı mahkemeden alın, yoksa ben A bey'le görüşmek zorunda kalacağım(ince bir tehdit, stajyerliğin gözü kör olsun işte).

Stj kara kara düşünür. Büroya telefon eder ve M'nin bugün ne işi olduğunu sorar. Asliye Ticaret mahkemesinin verdiği "iflasın ertelenmesi" kararının aslının aynıdır kaydı düşülmüş suretleri alınacakmış ama bu bilgiyi veren sekreter ne esas ne de karar numarasını biliyordur. Bu durumda zavallı Stj karar kartonunda yer alan yaklaşık 4.600 kararı tek tek gözden geçirmek ve ilgili kararı bulmak zorunda kalır. Kararı akşam saat 16.00 sularında bulur, büyük bir heyecanla onaylı suretlerini alır, işi yapmış olmanın verdiği keyifle büroya gider, M'yi saatlerce bekler ama M gelmez, Stj de akşama kadar çektiği yorgunluğun üstüne bir bardak soğuk su içer.

---------------------------------------------------
---------------------------------------------------

İsmini değiştirmek isteyen bir M büroya gelir, yine yoğun iş temposu içinde A'lar konu basit olduğu için işi Stj'ye tevdi ederler.

Stj: Hoşgeldiniz M hanım

M: Hoşbulduk, teşekkür ederim

Stj: Daha önce bize vekalet vermiş miydiniz?(usulen bir soru sordum, sormaz olaydım. Başıma onca şey açacağını nerden bilebilirdim? )

M: Ne vermiş miydim?

Stj: Yani ilk kez mi müvekkilimiz oluyorsunuz?

M: Afedersiniz ama hukuk diline çok yabancıyım, bu kelimeler ne demek anlayamıyorum.

Stj: Kusura bakmayın, gereksiz sorulardı aslında. Müvekkil derken vekil edilen, mü-vekil, sonra müvekkil olmuş, edilgen bir hal almış Arapça bir kelime yani.

M: Üffff, siz hacı mısınız?

Stj: Hayır efendim, ne hacısı? Neyse, konuya geçelim. İsminiz şuan nedir, isminiz ne olsun istiyorsunuz ve sebepler nelerdir?

M: Üniversite'de bu şekilde tanınmak istemiyorum, çok eski, sıkıcı bir simim var. şu an adım X ve Y olsun istiyorum.

Stj: Tamam, bu tür davalar çok çabuk sonuçlanır, sağlam bir dilekçeyle iki aya kalmadan isminizi değiştiririz.

M: Ne? İki ay mı? Ama ben önümüzdeki hafta ajansa gideceğim, manken ajansına.

Stj: Çok sevindim, başarılar dilerim(bunu neden söylediğini anlamaya çalışıyorum)

M: Bu isimle olmaz, iki ay çok uzun.

Stj: O zamana kadar rumuz kullanabilirsiniz.

M: Olmaz. Ben başka bir avukata bakayım, olmazsa yine gelirim. İsmim bir hafta içinde değişmeli.

Stj: Yardımcı olamadığımız için kusura bakmayın, iyi günler.

----------------------------------------------------
----------------------------------------------------

Adliye'de karşılaştığım biri(P) beni avukat zannederek bir soru sordu ve cevaplamamı rica etti. Ben de kendisine stajyer olduğumu, ama bilgim varsa kendisini kırmayacağımı ve cevabımı esirgemeyeceğimi söyledim.

P: Karım annesiyle bir oldu karnındaki çocuğu aldırmak istiyor A bey. Daha önce de bir çocuk aldırmıştık, artık buna izin veremem, baba olmak istiyorum.

Stj: Eğer 10 haftayı geçen bir gebelik süresi varsa çocuğu aldırması halinde suç işlemiş olur, cezasını çeker.

P: Nasıl yani? Çocuğu aldırabilir ama ceza mı çeker?

Stj: Evet beyefendi, konuyu çok iyi bilmiyorum ama ceza çekmeyi göze aldıktan sonra bunu yapabilir galiba.

P: Aman A bey, bunu engelleyebileceğim bir yol yok mu?

Stj: (Konu hakkında fazla bilgi sahibi de olmadığım için bir şey söylemek istemedim, ama biraz kemküm ederek adama yardımcı olmak istedim) Ben bir araştırma yapayım, eğer tedbir koydurabilirsek o yolu deneriz ama kesin bir şey söylemeyim. Daha sonra adliyede görüşürüz.

Daha sonra "kadının karnına tedbir koydurabiliriz" dediğimi bürodakiler duyunca katipler bile güldü. Burda da ben çok saçmaladım ama tek derdim adama yardımcı olmaktı.