Mesajı Okuyun
Old 07-12-2006, 00:20   #43
üye3578

 
Varsayılan

Sayın İrfan Aydın Bey,
Öncelikle soru sahibi sayın Suat Ergin, hakimin somut olayda nasıl karar verdiğini belirtmemiştir. Ben sadece şu kadarını söylemekle yetineyim; her olay tıpatıp aynı değildir. Somut olayın detaylarını bilmiyoruz. Tutuklamanın tedbir olduğunu ve şartlarını tekrar baştan okumakla işe başlasak daha iyi kavrarız konuyu. Jandarma kontrolunden geçen kişi kimliğini ıspat edememiş, bimekan takımından, kaçması muhtemel biri vs. olabilir. Bu konudaki ayrıntılara sahip değiliz. Ancak evine hacze gidilen borçlunun adresi ve kimliği belli, o olayında detaylarını bilmiyoruz. Hakim tutuksuz yargılanmasına karar vermiş olabilir. Burda dikkat edilecek bir ayrıntı, hakim tutuksuzluğa karar vermişse, borçlunun tutuklamaya sevkedilmiş olduğunu da düşünmemiz gerekir. Yani C.Savcısı tutuklanması gerektiğini, hakim aksini düşünmüştür. Her iki düşünceninde kendi içerisinde haklı yönleri vardır.

Sayın Aydın, benim daha önceki yazımda karşı çıktığım, itiraz ettiğim husus, aynı okul mezunu olduğumuz avukat arkadaşların hem bizim onları meslektaş olarak görmediğimizi söyleyip, hemde aynı şeyi yaparak işi kamplaşmaya götürdüklerine ilişkindir. Bir baro odasında konuşulan bir hususun burada soru şeklinde sorulup, bazı arkadaşların alaylı şekilde cevapladığı, sizin hakimi kürsüden indirdiğiniz yanıtınıza itirazımdır. Hakim, Savcı, Avukat... ferdi olarak herkes hata yapabilir. Siz hakim hatalarını, ben avukat hatalarını sayarsam, işin sonu gelmez ve kimseye faydası olmaz, benim itirazım bu noktadadır. Yoksa sayın meslektaşım İbreti,bıçaklandıktan sonra kendisiyle ilgilenilmemesine, "tanıdığın bir avukat yokmuydu" diye sormaktan başka yapacağım ne olabilir?... Sevgi ve saygılar sunarım