Mesajı Okuyun
Old 26-12-2020, 11:12   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

"İmsel"'in özet olarak bildirdiği görüşüne genelde katılarak, konuyu biraz daha açmak istiyorum.

1.Karşı dava , cevap dilekçesi ile veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe ile açılır. (HMK.m.133/1)Karşı davanın süresinde açılmaması halinde mahkeme davanın açılmamasına karar verir .(m.133/2) . Islah evvelce açılan bir davadaki işlemlerle ilgili olup , ıslah yolu ile yeni bir dava niteliğindeki karşı davanın açılamayacağı Yargıtay’ca benimsenmiştir. (2.HD. 09.09.2009 T. 2008/13544 E. 2009/15234 K.) Böylece ıslah yolu ile karşı dava açılması yolu usulen geçerli bir yol değildir.

2.HMK.nun 133/2 m. göre süresinde açılmayan karşı davanın asıl davadan ayrılmasına karar verilerek ayrı bir esasa kayıt edilecektir. Fakat 2.HD.si aşağıdaki kararda ve diğer emsal kararlarında karşı davanın süresinde açılmamış olsa dahi her iki dava arasında bağlantı bulunduğundan davaların birleştirilmesi gerekeceğinden , bu durumda ayrılma (tefrik) kararı verilmeden davaların birlikte görülmesini, ayrılma kararı verilse dahi davaların birleştirilmesi gerektiğini kabul etmektedir. (Ömer Ugur GENÇCAN 2. HD.Bşk. Boşanma Usul Hukuku,2016,sh: sh: 490 ve dev.)

3.Bu durumda, süresi geçmiş olsa dahi ıslah yoluna başvurmadan doğrudan ek dava açılabileceği gibi, bağımsız dava açılarak birleştirme talebinde bulunabilme imkanı mevcuttur. Bana göre karşı tarafın itirazı ile karşılaşıp uğraşmamak için bağımsız dava açılıp birleştirme talebinde bulunmak daha uygun olacaktır.

NOT: Derdestlik konusunda açılacak davanın derdest sayılabilmesi için davaların tarafları konusu ve ve dayanılan olayların (maddi vakıaların) aynı olası zorunludur. Yargıtay 2.HD.si uygulamalarına göre, davanın taraflarının aynı olması şartının oluşabilmesi için sıfatlarının da aynı olması şartının oluşması gerekir. Farkı tarihlerde açılan boşanma davalarında tarafların sıfatları ayrı ( örneğin birisinde davacı koca ,diğerinde kadın ) ise derdestlikten söz edilemez. ( 2.HD. 24.04.2014 T. 2014/7679 E.2014.9879 K. - 24.12.2015 T. 2015 / 10091 E. 2015 / 24921K. ) "Av.Tuğba Göktepe"'nin ,davalının cevap verip vermemesine bağlı olarak derdestlik ve birleştirmeye yönelik açıklamasının hukuki dayanağına rastlamadım. Bana göre davalı cevap verse de vermese de yukarıda 2.numaralı bentde yazılı olduğu gibi karşı dava yada bağımsız dava açma hakkına sahip olup, her durumda birleştirme kararı verilebilecektir.

4.) TBB . Adli Yardım Yönetmeliği m.6/ e) ‘ye göre ;" Görevlendirilen avukat, 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre işi sonuna kadar takip etmekle yükümlüdür. Bağlantı ve ilişki bulunsa bile başka dava ve icra takipleri veya benzeri hukuksal işlemler, görev konusu iş kapsamında kabul edilmez." Bu durumda müvekkilin adli yardım talebini alarak, Boroya bildirmeniz gerekecektir. Baro’nun yeni dava için ayrıca adli yardım kararı vererek , sizi veya bir başka avukatı görevlendirilebilecektir.

2. Hukuk Dairesi 24.11.2011 T. 2010/18530 E., 2011/19756 K.
BİRLEŞTİRME
KARŞI DAVA

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm her iki boşanma davası ve ferileri yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Mahkemece karşı davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. K..şı dava süresinde açılmamış olsa dahi ret kararı verilmeyip esasen tefrik edilmesi gerekir. Ancak karşı dava da boşanmaya ilişkin olduğuna göre davalardan biri hakkında verilecek hüküm diğerinin sonucunu etkileyecektir. Bu itibarla aralarındaki bağlantı nedeniyle tefrik edilse dahi birleştirilmesi gerekecektir. O nedenle dava ve karşı davanın birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi usul ekonomisine uygun düşecektir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki düzenleme ( md. 133/2, 166/1-4) davaların birleştirilmesine ve birlikte görülmesine engel değildir. Bu sebeple tefrik kararı da verilmeyip davaların birlikte görülmesi ve taraf delillerinin birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiş, bozma sebebine göre de karşı davacı kadının sair yönlere ilişkin temyiz itirazları ile davacı - karşı davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı-karşı davacı kadının sair yönlere dair temyiz itirazları ile davacı-karşı davalı kocanın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.