Mesajı Okuyun
Old 14-07-2021, 22:25   #2
Av. Suat

 
Varsayılan

Davanın adına çok fazla takılıp kalmayın...
Bildiğiniz üzere olayları anlatmak taraflara olayı hukuki olarak nitelemek ve olaya uygulanacak olan hukuk kurallarını bulup uygulamak mahkemeye yani hakime aittir.
Dava konusunu ..Bahse konu adi yazılı sözleşme uyarınca ödenen bedellerin iadesi talebidir....şeklinde açıklasanız da yeterli olacaktır kanımca ..
Bahsettiğiniz sözleşme satış sözleşmesi ise şekil şartından geçersizdir. Geçersiz sözleşmelerden herkes verdiğini geri isteyecektir.
Ustalara da dava açacaksanız öncesinde durumu netleştirmek adına noterden ihtar çekin. Cevap vermezlerse dava açmaya sebebiyet vermiş olurlar. Cevap verirlerse duruma göre hareket edersiniz.
Müvekkiliniz tüketici ise zaten arabuluculuk dava şartıdır.
Bu aşamada ustalarla da görüşebilirsiniz.
Yine de net bir sonuca ulaşamazsanız neler olacağını denemeden bilemezsiniz..

T.C.
Yargıtay
13. Hukuk Dairesi
Esas No:2013/21021
Karar No:2014/3641
K. Tarihi:12.2.2014
Özet:
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 7.4.2011 tarihli sayılı ilamı kararın bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 55.000 TL'nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı Ziynet ve davacı tarafından temyiz edilmiştir....

2-Davacı, davalılara ödünç verdiği paranın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Dava konusu 8000 TL 'lik havale davacının oğlu Burak tarafından 25.5.2004 tarihinde davalı Zinnet’e herhangi bir açıklama yapılmaksızın gönderilmiştir. Davacı o sırada boşta olan oğlunun kendi namına havale yaptığını bildirmiştir. Davalı ise havaleyi aldığını, diğer davalı ile boşandıkları halde parayı eski eşine teslim ettiğini, aralarında akdi ilişki bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının iddiasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiş, Dairemizce davacı ile davalı Kamil'in kardeş olması karşısında ve taraf iddialarına göre haksız fiill hükümlerine göre tanık dinlenmesi mümkün olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiş; bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde taraf tanıkları dinlenmiştir. Bununla birlikte bozma ilamından sonra duruşmaya katılan davalı Kamil, 8.000 TL davalı eşinin hesap numarasına çıkarılan havaleyi aldığını kabul etmiştir. Davacı, 8.000 TL'yi her iki tarafa gönderdiğini beyan etmekteyse de gerek davalı Kamil'in beyanları gerek davacı tanıklarının beyanına göre 8.000 TL'nin davalı Kamil'e verildiği anlaşılmaktadır. Davacı, 8.000 TL'nin davalı Zinnet'e gönderdiğini ispatlayamamıştır. O halde borç alışverişine aracı olduğu anlaşılan davalı Zinnet'in sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....[/i][/i][/i][/u][/b]