Mesajı Okuyun
Old 08-10-2013, 08:37   #1
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan İhtiyati Tedbir Yerine İhtiyati Hacizde Teminat Sorunu

Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK 389. madde hükmünde Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, hükmünü getirdi.
Dolayısıyla özellikle tazminat davalarında verilecek hükmün icrasının imkansızlaşmaması bakımından davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması mümkün görülmüyor. Yargıtay uygulamalarında da buna işaret edilerek, ihtiyati tedbir kararı reddedilse de, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerekeceğine hükmediliyor.
Ben de bu doğrultuda tazminat davalarımı açarken ihtiyati haciz talepli olarak açıyorum ve davalının adına kayıtlı gayrimenkul, vasıta vs üzerine kayden ihtiyati haciz talep ediyorum. Mahkemeler de bu talebi kabul ediyorlar.
Ancak ilk kez bir mahkeme kayden ihtiyati haciz koymak için % 15 teminat yatırılmasına hükmetti.
Mahkeme İİK 259. maddesinde "İhtiyatî haciz istiyen alacaklı ...Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur.hükmüne dayanıyor.

Oysa HMK 392. maddesinde "İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir.hükmü var. Bizim dava açılışında talep ettiğimiz kaydi ihtiyati haczin tedbir türü bir talep olduğu ve HMK 392 kıyasen uygulanarak teminat alınmaması gerektiğini düşünüyorum.

Bu konuda bir tecrübesi olan, elinde emsal karar bulunan meslektaşlarımızın paylaşmasını rica ediyorum.
Teşekkür ederim.