Mesajı Okuyun
Old 08-03-2013, 10:51   #40
Serap Keskin Kiziroğlu

 
Varsayılan

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260.maddesine göre ''Hakim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet Savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.'' İtiraz kural olarak hakim kararlarına, istisnaen mahkeme kararlarına karşı gidilebilen bir kanun yoludur(CMK.267. Tutuklamaya ilişkin kararlar soruşturma evresinde doğal olarak hakim(mahkeme değil) kararıdır; kovuşturma evresinde ise mahkeme kararıdır(CMK.101/(1)). CMK.'da karar merci ayırımı yapılmaksızın tutuklamaya ilişkin kararlara itiraz edilebileceği hükmü vardır(CMK.md.101/(5)). Buna göre kovuşturma evresinde mahkemece verilmiş tutuklamaya ilişkin kararlara da itiraz yolu açık tutulmuştur. CMK.'nun 260.maddesi hükmüne göre suçtan zarar görenin veya mağdurun soruşturma evresinde verilen kararlara karşı kanunyoluna başvurma hakkı yoktur. Mağdur ile şikayetçinin hakları CMK.'nun 234.maddesinde soruşturma ve kovuşturma evreleri için ayrı ayrı düzenlenmiştir; soruşturma evresinde kanunyoluna başvurma hakkına ilişkin bir düzenleme yoktur; kovuşturma evresi için vardır(CMK.md.234/(1),b,6). Söz konusu bu 6.bendin CMK.'nun 260/(1).maddesi ile birlikte değerlendirilebileceği açıktır. Sonuç olarak müdahillik (katılan) sıfatı ancak kovuşturma evresinde kazanılabilinen bir sıfat olmakla müdahil vekilinin CMK.260 hükmü gereğince ilk defa mahkemece verilen tahliye kararına itiraz yolu açıktır. Kural olarak itiraz kanun yolunda, itiraz merciinin(Bkz.CMK.268/(3)) kararı kesin olmakla birlikte tahliyeye itiraz üzerine itiraz mercii tutuklamaya karar verirse istisnaen bu merciin tutuklama kararına karşı da savunma makamının itiraz yolu açıktır(CMK.271/(4).