Mesajı Okuyun
Old 03-10-2011, 11:04   #4
stajyerav

 
Varsayılan

Danıştay 8. Daire
1993/1260 esas 1994/776 karar

ÖZET: Motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel tüzel kişilerle kamu tüzel kişilerinin ayırım yapılmadan, aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmalarının öngörüldüğü, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idarenin kamu hukuku kurallarına göre değil, <işleten> sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabileceği nedeniyle uyuşmazlığın görüm ve çözümün Adli Yargı mercilerinin görev alanına girdiği kanaatine varılmıştır.

(2918 S. K. m. 85, 90, 106)
İstemin Özeti: DSİ Genel Müdürlüğüne ait damperli kamyonun 26.12.1989 günü ....... Belediyesine ait arazide ve ....... .... Belediye Başkanlığı adına hafriyat çalışmaları yaparken denetim amacıyla orada bulunan davacılara miras bırakan Belediye Başkanına çarparak ölümüne sebebiyet vermesi nedeniyle uğranılan toplam 171.000.0000.- TL. maddi zararın hizmet kusuru ilkesi uyarınca tazmini ile duyulan elem ve üzüntü karşılığında 55.000.000.- lira manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle açılan davayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 330 sayılı K.H.K. ile değişik 106. maddesinde, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, İl Özel İdarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Yasanın işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümlerinin uygulanacağının kurala bağlandığı, anılan Kanunun 85. ve 90. maddelerinde de motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel tüzel kişilerle kamu tüzel kişilerinin ayırım yapılmadan, aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmalarının öngörüldüğü, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idarenin kamu hukuku kurallarına göre değil, sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabileceği nedeniyle uyuşmazlığın görüm ve çözümün Adli Yargı mercilerinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görev yönünden reddeden ....... İdare Mahkemesinin 14.10.1992 günlü ve 891 sayılı kararının davacılar tarafından, 2918 sayılı Yasanın 2/1. ve 3. maddesinde karayolu ve trafik kazasının tanımlandığı, kazanın trafik kazası olmadığı ve davalarının idari yargının görevi alanında olduğu, davalı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından, olayın 2918 sayılı Yasa kapsamı dışında ve kamu idarelerinin görev alanları içerisinde yürütülen kamu hizmetlerinin yapılması sırasında motorlu araçların meydana getirdikleri zararlardan dolayı hizmet kusuru olup olmadığının tartışılacağı ve karar verileceği merciinin İdari Yargı olduğu öne sürülerek 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istemidir.
Savunmanın Özeti: Yanıt verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi: M.K.
Danıştay Savcısı H.E.Ç.'nin Düşüncesi: 26.12.1989 günü ....... belediyesine ait arazideki hafriyat işini denetleyen belediye başkanı hafriyata katılan bir taşıtın çarpması sonucu görevi başında ölmüştür.
Dava dosyasının incelenmesinden; kazanın karayolunda ve sırf trafik kurallarına aykırı davranıştan meydana gelmediği, belediyenin hafriyat alanında gerekli önlemler alınmadığı için hizmetin kusurlu yürütülmesinin de katkısıyla meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Kaldı ki kamu hizmetinin denetimi sırasında denetleyenin ölümü veya uğradığı aşın derecede yüksek zararlar da idarenin objektif esaslarla tazmin yükümü de vardır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağılıdır.
....... İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı gerekçe usul ve Yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren başka bir neden de bulunmadığından, teniyiz istemlerinin reddi ile anılan kararın onanmasına 09.03.1994 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
AZLIK OYU
Dava, 26.12.1989 gününde ....... İli ....... İlçesinde Belediyeye ait arazide bulunan taş ve kayaların hafriyatı işini yapan Devlet Su İşlerine ait ....... plaka sayılı damperli kamyonun davacıların murisine çarpması sonucu ölümüne sebebiyet vermesi dolayısıyla uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünce İlçesi ....... Grup köy yolu yapımı amacıyla ....... Çayı üzerindeki köprünün tahkimatı için gerekli taşları nakletmek üzere DSİ'nce temin edilen ....... plaka sayılı damperli kamyonun 25.12.1989 gününden itibaren DSİ ........ Bölge Müdürlüğü ve ....... Belediyesi emrine tahsis edildiği, belediye enirine tahsis edilen söz konusu aracın belediyenin mülkü olan arazide çevre düzenlemesi amacıyla taş ve kayaların hafriyatı sırasında belediye başkanına çarpması sonucu ölümle sonuçlanan eylemin oluşturduğu anlaşılmaktadır.
İdare, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kişilere ve özel mülkiyete verdiği zararları tazmin ile sorumlu olup, tazminat davasına konu olabilecek zararların idari eylem ve işlemlerden doğması halinde bu zararlar idare yargıda açılacak tam yargı davası ile istenebilir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin yerleşmiş içtihatlarına göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 330 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 106 ve aynı Kanunun 85. ve 90. maddeleri uyarınca idareye ait motorlu araçların karayollarında trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışı sonunda meydana gelen zararların kamu hukuku kurallarına göre değil sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre idarenin sorumlu tutulabileceği kabul edilmiş ise de, bu içtihat ve uygulamalar ancak 2918 sayılı Kanun kapsamına giren hukuki durumlarda geçerlidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun kapsamı ve uygulamaları dışında kamu idarelerinin görev alanları içinde yürütülen kamu hizmetlerinin ifası sırasında motorlu araçların meydana getirdikleri zararlardan dolayı hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tartışılacağı yer idari yargı olup; kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında idarenin eyleminden dolayı uğranılan zararı idare hukuku esasları çerçevesince tazmin edilip edilmeyeceğinin takdiri de idari yargı yerine aittir.
Olayda, çevre düzenlenmesi amacıyla belediye ait arazide bulunan taş ve kayaların hafriyatı işi idari bir eylemdir. Bu itibarla idari eylemden doğan ve 2918 sayılı Kanun kapsamı dışında oluşan zararın tazmini isteği ile açılan bu dava tam yargı davası niteliğindedir.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esastan incelenip karara bağlanması gerekirken, görev ret şeklinde verilen idare mahkemesi kararının bozulması gerekeceği oyuyla çoğunluk kararına karşıyım. (¤¤)