Mesajı Okuyun
Old 28-06-2011, 13:47   #5
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
11.Ceza Dairesi

Esas: 2004/2973
Karar: 2006/1566
Karar Tarihi: 06.03.2006

ÖZET: Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırılabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni’de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz.

(5237 S. K. m. 168, 207, 209)

Dava: Dolandırıcılık suçundan sanıklar S. K. ve S. K’nun yapılan yargılamaları sonunda: Beraatlarına dair …. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 01.10.2002 gün ve 2002/317 Esas, 2002/552 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay’ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen 23.02.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü:

Karar: 12.03.2002 tarihli iddianame içeriğinde; sanık S. K’nun aralarındaki araba alım satımından dolayı düzenlediği iki adet bonoda, katılanın teminat olarak babası olan diğer sanık S. K’nun da cirosunu istemesi üzerine bu sanığa ait ve kendisinin hiçbir şekilde temsile yetkili olmadığı <K… Mefruşat Turizm İnşaat Tekstil Elektronik Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi> ne ait kaşeyi senet arkasına basarak imzaladığının belirtilmesi karşısında resmi evrakta sahtecilik suçundan da dava açılmış olduğu gözetilerek; <C.G.K. nun 30.03.1992 tarih ve 6-80/98 sayılı kararında da açıklandığı üzere, belgelerde sahtecilik suçlarından kast, zarar vermek bilinci ve iradesi olarak kabul edilmektedir. Mağdurun önceden verdiği rıza üzerine onun imzasını taklit ederek kullanan failde mağdura zarar vermek bilinci bulunmayacağından kastın varlığı ileri sürülemez. Ancak doğal olarak, rıza üzerine başkasının imzasını taklit eden failin, mağdura herhangi bir zarar vermeyeceği kanısı ile hareket ettiği sabit olmalıdır. Mağdurun rızasının kastı ortadan kaldırılabilmesi için fiilin işlenmesinden önce açıklanması zorunludur. Mağdurun rızası açık olabileceği gibi zımni’de olabilir. Özellikle iki kişi arasındaki ilişkiler, böyle bir rızanın varlığını ciddi olarak kabule elverişli olduğu takdirde, bu rızaya dayanarak başkasının imzasını atan kimsede suç kastının varlığı kabul olunamaz>. Somut olayımızda, öncelikle denetime olanak sağlaması açısından suça konu senet asılları dosyaya konulup, senetler arasındaki <S K> adına atıldığı iddia olunan imzaların bu şahsın rıza ve muvafakatiyle atılıp atılmadığı konusu sanıklar ve yakınından sorulup araştırılması, … 2. İcra Müdürlüğünün 2001/13856 Esas ile aynı yer 3. İcra Tetkik Mercii Hakimliği’nin 2001/636 Esas sayılı takip ve dava dosyaları getirtilip incelenerek bu dosya ile ilgili tutanakların onaylı fotokopilerinin dosyaya intikali sağlanıp, tüm kanıtların toplanmasından sonra değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,

Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 06.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı