Mesajı Okuyun
Old 14-08-2009, 12:28   #1
Aybüke Kağan

 
Varsayılan kira bedeli karşılığı bono verilmesi halinde temerrüt

Kiralayan aylık kira bedeli karşılığında kiracıdan 12 adet bono almıştır. Kontrata da dercedilmişitir. Bonoları hiç işleme koymadan 13 örnek gönderip bu şekilde işlem yapmayı düşünüyorum. Ancak Yargıtay 6. HD. nin bazı kararları kafamı karıştırdı.Aşağıdaki gibi birçok karar mevcut.

Alıntı:

T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 1999/1629
Karar: 1999/1716
Karar Tarihi: 02.03.1999

ÖZET: Kira bedelleri için kiralayana bono verilmi
şse, tarafların anlaşmasıyla kira alacağının tahsili ticari senede bağlanmış demektir. Hal böyle olunca ticari senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Ticari senetlerin ciro kabiliyeti olduğundan kiracının verdiği senedin kimin elinde olduğunu bilmesi icap eder. Bu senet bankaya tahsile verilmişse gönderilen ihbarla senedin ödeme yeri borçlu tarafından biliniyor demektir. İhbara rağmen ödenmemesi halinde iki haklı ihtar veya temerrüt konusu yapılıp buna ilişkin ihtarlar gönderilebilir. Senet tahsile verilmeyip alacaklının elinde tutuluyorsa, alacaklının borçlunun ayağına gidip senedi verip karşılığını alması gerektiğinden bu yola gitmeden doğrudan doğruya ihtar göndererek iki haklı ihtar veya temerrüt konusu yapması mümkün değildir.


(6570 S. K. m. 7) (818 S. K. m. 260)
Dava: Mahalli Mahkemesinden verilmi
ş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Kira bedelleri için kiralayana bono verilmişse, tarafların anlaşmasıyla kira alacağının tahsili ticari senede bağlanmış demektir. Hal böyle olunca ticari senetlerin tahsiline ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Ticari senetlerin ciro kabiliyeti olduğundan kiracının verdiği senedin kimin elinde olduğunu bilmesi icap eder. Bu senet bankaya tahsile verilmişse gönderilen ihbarla senedin ödeme yeri borçlu tarafından biliniyor demektir. İhbara rağmen ödenmemesi halinde iki haklı ihtar veya temerrüt konusu yapılıp buna ilişkin ihtarlar gönderilebilir. Senet tahsile verilmeyip alacaklının elinde tutuluyorsa, alacaklının borçlunun ayağına gidip senedi verip karşılığını alması gerektiğinden bu yola gitmeden doğrudan doğruya ihtar göndererek iki haklı ihtar veya temerrüt konusu yapması mümkün değildir.
OLAYIMIZDA: Davacı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz 1998 kiralarının muaccel hale gelmiş olmasına rağmen ödenmediğinden bahisle 24.7.1998 tarihinde davalıya yasal süre içinde ödeme yapması için ihtar göndermiş, bu ihtar 5.8.1998 tarihinde tebliğ edilmiş tebliğ edildiği gün ayrıca icra takibine başlanmıştır. Davalı elden ödediğini savunmuş, mahkemece iddia doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kira bedeli senede bağlanmış olmasına göre davacı tarafından yukarıdaki esaslara göre işlem yapılması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmediğine göre temerrütten söz edilemez. Davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.3.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.