Mesajı Okuyun
Old 02-07-2009, 18:16   #9
mutlakadalet

 
Varsayılan

Yukarıda, site üyelerinin çoğunlukla belirttiği gibi; Anayasa’nın 148.maddesi çerçevesinde kanunların şekil bakımından denetimi ancak son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı hususu çerçevesinde gerçekleştirilebilir.

Teklif yahut tasarının Meclis Başkanlığı’na sunulması sürecindeki usulsüzlüklerden, komisyonların teşkilindeki usulsüzlüklere kadar her ne sair usulsüzlük olmuşsa, son oylamada bir nevi aklanacaktır. Vicdanlarda aklanmasa da, cari Anayasa’mız çerçevesinde hukuken aklanacaktır.

Anayasa’nın 148.maddesinde yer alan bu açık hüküm 2949 Sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun’da yer alan hükümle de perçinlenmiştir.

Alıntı:

Şekil Bozukluğuna Dayalı İptal Davası ve Sınırı
Madde 21 - Anayasa Mahkemesinin şekil bakımından denetimi kanunlarda son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı;

Anayasa değişikliklerinde ise, teklif ve oylama çoğunluğuna ve ivediklikle görüşülemeyeceği şartına uyulup uyulmadığı hususlarıyla sınırlıdır.



Yine Anayasa Mahkemesi’nin 1986/27 karar sayılı bir iptal incelemesinde şekle aykırı diğer hususların varlığına rağmen son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılması nedeniyle; şekle ilişkin bir aykırılık olmadığı yönünde kararı da; Anayasa’nın 148.maddesi hükmünü destekler niteliktedir. (26.11.1986 gün ve E: 1985/8 K: 1986/27)

Geçmişte yaşanan bazı tecrübeler dolayısıyla; kanunların şekil bakımından Anayasa’ya uygunluğunun denetimini bu şekilde daraltmak, kanaatimce isabetli değildir. Şekil bakımından denetimin hangi kapsamda yapılacağının tayini Anayasa Mahkemesi’nin takdirine bırakılmalıdır. Tüm bunların yanında Anayasa Mahkemesi tarafından, kanunların esastan incelemesi yapılırken; önemli şekil sakatlıklarının esasa da etki ettiği ileri sürülerek; son oylama dışındaki şekil sakatlığının, esastan aykırılık çerçevesinde mütalaa edilmesi, bana çok uzak bir ihtimal gibi görünmüyor. Zira bu örneğin tam tersi olacak şekilde; yakın tarihlerde yapılan bir Anayasa değişikliğinin esastan incelemesinin yapılması mümkün olmadığı halde, esasa ilişkin bir aykırılık, şekle ilişkin aykırılık kapsamında mütalaa edilmişti. Bu yüzden gerek yasama gerekse yargı organlarının birbirleri karşısındaki dengelerini korumak için göstermiş oldukları bu ve benzeri tutumlarının hukuk devleti ilkesiyle çok da bağdaşmadığını düşünüyorum.

Saygılarımla.