Mesajı Okuyun
Old 30-11-2016, 16:00   #3
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Celse tarihi ile ilgili kısım dışındakilerin aksini söylemek mümkün değil. Hukuk bir yana, medeniyet gereğidir. Büyük çoğunlukla da gerekli medeni tavrın gösterildiği kanaatindeyim. İstisnalar ise mutlaka giderilmelidir.

Celse tarihi belirlenirken asile sorulmaması ise doğrudur. Celse tarihi bir karardır. Karar olması nedeniyle bu tarih asil(ve vekil) için tüm işlerinde mazerettir. Örneğin işyerine bu karar gösterildiğinde, kişiye izin vermek bir mecburiyettir. Ancak avukatların birden çok celsede aynı anda bulunmaları beklenemeyeceği için(birden çok karara aynı anda uyamayacakları için), vekillere sorulur. Sorulmak zorunda değildir ama sorulmazsa ne olur? Celseler çakışırsa, giremediği celseler için vekilin mazeret sunma hakkı doğar. Bu da yargılamanın uzamasına sebebiyet verir. Bunun önlenmesi için, mümkün olduğunca vekiller için de uygun bir celse tarihi belirlenmeye çalışılır. Özetle bu bir ayrımcılık olarak düşünülmemelidir. Geçerli bir sebep ileri sürerse, asilin talebi de eminim değerlendirilecektir.