Mesajı Okuyun
Old 19-07-2010, 10:52   #12
Muhsin KOÇAK

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Engin
6183 sayılı kanunda gayrimenkul haczinde satış isteme süresi düzenlenmemiş olduğuna göre bu durumda; sunulan kararlar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ışığında, "süre sınırı olmaksızın haczedilen gayrimenkulün satışı her zaman istenebilir" mi diyeceğiz, yoksa önceki mesajlarımda ifade ettiğim ve olması gerektiği konusunda ısrarcı olduğum gibi "İcra ve İflas Kanunu'nda düzenlenen 2 yıllık süre" mi söz konusu olacaktır? Mevcut boşluğun giderilmesi gerekmektedir ancak boşluktan dolayı halihazırda uygulamada, amme alacaklarının tahsili noktasında satış isteme süresinin bir süreye tabi olmaması hukuka uygun mudur? Saygılarımla..

sayın Engin, vergi hukukunda haczin düşeceğine ilişkin her ne kadar bir düzenmeleye yer veilmemiş ise de, yukarıda ısrarcı olduğum görüşümü burada da tekrarlamak istemmle birlikte, gayrimenkul satışında daha da çok büyük bir yasa boşluğu elbette var ancak, Vergi hukukunda her ne kadar gayrimenkul satışı isteme süresine yer verilmemiş ise de ( 84 üncü madde hükmü bu konu hakkında da uygulanır ) sadece ihtiyati haciz kararına istinaden tatbik edilen gayrimenkul üzerindeki haczin kaldırılması bir başka düzenleme ile kurala bağlanmıştır ki bu düzenleme de " Tapu ve Kadastro Genel Md. 7.7.1965 T. ve 1390 sayılı genelgesi «... Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında 6183 sayılı Kanunun 13. maddesi gereğince, alacaklı amme idaresinin o yerdeki en büyük memuru haciz kararı verebilmektedir. Bir taşınmaz malın bu şekilde haczine karar verildiğinde, aynı kanunun 72. maddesi gereğince, alacaklı amme idaresinin muvafakati alınmaksızın mahcuz malların tasarrufu kabil olmadığından, haczedilmiş taşınmaz, malın maliki tarafından devrine veya bir aynî hakla kayıtlanmasına müsaade edilmeyecektir.» düzenlemedir. bu genelge hükmü doğal olarak ihtiyati haciz kararının akıbeti belli olmadan haczin dürülümüş sayılıp sayılmadığına bakılmaksızın gayrimenkul üzerindeki haciz baki kalacak olup ihtiyati haciz borçlunun aleyhine açılan davalarla sonuçlanması durumunda icrai hacze döşüceketir, icrai hacze dönüşme tarihi itibari ile yukarıda da ısrarcı olduğum görüşler doğrultusundaki hükümler geçerli olacaktır ( ki bu kural kanunun 13 üncü maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz kararına işaret etmiştir ) genelge hükmü sadece ihtiyati haciz kararının devam etme süresi ile sınırlıdır , ihtiyati haciz devamı süresince bu genelge hükmüne istinaden tapu müdürlükleri tapu üzerindeki haczi kaldırmamaktadır.
İhtiyati haczin icrai hacze dönüştürülmemesi ( ihtiyati haciz kararının yargı kararı ile borçlu lehine sonuçlanmas ) durumunda kararın vergi dairesine tevdii ile birlikte haczin de kaldırılması gerekecektir.


selamlar