Mesajı Okuyun
Old 12-03-2007, 15:00   #11
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.toz,

Öyle bir sosyal devlet algıladığınızı belirtmişsiniz ki, insan 'iş, aş' a ek olarak bir de 'eş' bulmayı devletin görevleri arasında sanacak. TC bir sosyal devlet olabilirdi, ama artık değildir; bunu unutunuz. Sağlık, eğitim, sosyal güvence yoksa devlet sosyal olmaz. TC nde bunların hiçbiri artık yoktur. Biz, büyük bir başarıyla, 20 - 25 yıl gibi kısa bir sürede, 1970 lerin avrupasından 1800 lerin ABD sine geçişi tamamladık. Küreselleşmenin bütün baskısına karşın, bunu yapabilmiş tek bir avrupa ülkesi yok; bu bize özgü bir başarı. Peki, hukuk devleti miyiz? Bunu da ayrıca tartışmak gerekir. Anayasaya yazmakla olmuyor bu iş.

Ama aldatmanın tarafları dediğiniz üzere bellidir ve üçüncü şahıslar veya kurumlarla hiçbir ilişkisi kurulamaz. İster suçlu deyin, ister sorumlu, evlilik bağını kuran kişilerden başkasını konu edemezsiniz. Bu kişiler; artık sözleşmeye uymak istemediklerini önceden eşlerine bildirme cesaretini gösteremeyen zavallılardır. Bunun adı oportünizm ve konformizmdir. Çağımızın gereği ve öğretisidir. İleride göreceksiniz; örnekte olduğu üzere sadece erkeklerden ibaret de değildir. Kadınlar ekonomik ve toplumsal bağımsızlıklarını elde ettikleri oranda konudaki payları da artacaktır. Onlar da aynı ikiyüzlülüğü sergileyeceklerdir. Toplumu ve onun yapıtaşı olan aileyi gözardı etmeyi sürdürdüğümüz, bireyi toplumun özü haline getirme yolunda ilerlediğimiz sürece de, bu değişimin önüne geçemeyeceğiz. Düzen, çıkarının aileyi yıkmaktan geçtiğine karar vermiştir. Birlikte çalışma, üretme ortamı yaratmak yerine; birbirine düşman saflar yaratarak rant elde etmek istenmektedir. Aslında bu değişim, Marx' ın kapitalizmin uç noktasında varacağı yerle ilgili öngörüsüyle tıpa tıp uyuşmaktadır. Aynı şeyi SSCB nin olgunluk döneminde de gördük, izledik. Aile yok, bireyler ve çocuklar var; ve onlar sadece toplumun malı. Yobaz değilim ama, bu değişimi ilahi öğretinin karşısındaki en büyük tehdit olarak algılıyorum. Sonuçta sözünde durmayan, ikiyüzlülük yapan cezalandırılmalı, başka kimsenin de konuyla ilişkisi kurulmamalıdır. Koca kabul etmedikçe bu ilişki doğmayacağına göre; metresin ne niyetle, ne yaptığının konuyla ilişkisi kurulamaz. Koca dürüst davranmalı ve bu ilişkiyi istiyorsa, önceden eşinden boşanma yoluna gitmelidir. Bunu yapmadıysa suçludur. Ama metres bunun farkında değilse suçsuz, farkındaysa toplum nezdinde suçludur. Bu suça ceza verilebilir, verilmeyebilir; bu toplumun algılamasıyla ilgilidir. Ama veriliyorsa bile, ceza boşanılan eş lehine olmamalıdır.

Saygılarımla,