Mesajı Okuyun
Old 25-12-2006, 16:49   #2
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın Uygar,

İşe iade davası sonucunda işe iade kararı verilmiş ve işçi işe başlatılmak üzere işverene başvurmuştur. Ancak işe iade davası sürerken ya da sonrasında işyeri kapanmıştır.

Benzeri bir durumla karşılaştık. Orada düşündüğüm ve hakkaniyete uygun olduğuna inandığım çözüm tarzının sizinle paylaşmak isterim.

1. İş güvencesine ilişkin hükümler işyeri esasından hareket etmektedir. Yani işveren birden çok işyerine sahip olsa bile işçinin iade edileceği iş, geçersiz fesihten önce çalıştığı iştir. Bunun yanında işe iade kurumunun işverene istihdam yükü getiren bir kurum olmadığını bu sebeple de işverenin, işçiyi başka işyerlerinde çalışma yükü altında olmadığını belirtmek gerekir. Mahkeme feshin geçersizliğini tespit ettikten sonra, işçinin son çalıştığı işe iadesine karar vermektedir.

2. İş hukukunda işletme riskleri işveren üzerinde bırakılmaktadır. Bu nedenle sonradan ifa imkansızlığına ilişkin hükümlerin iş hukukunda uygulama alanı bulamayacağı düşünülmektedir. Ancak somut olayda iade edilen işyerinin artık mevcut olmadığı düşünülürse fiili bir durumun varlığına ilişkin çözüm getirilmelidir.

3. Usul hukukunda etkisiz hüküm olarak kategorize edilen hükümler icra imkanı bulunmayan hükümlerdir. İadesine karar verilen işyeri artık mevcut olmadığına göre bu nitelikteki bir hükmün de etkisiz hüküm olduğu söylenebilir.

4. Eğer sözleşme feshedilmemiş olsaydı işçi işyerinin kapanması ile birlikte işyerinden ayrılmak zorunda kalacaktı. Bu durumda da işe başlatmama tazminatı türünden bir tazminattan işvereni sorumlu tutmak mümkün olmayacaktı. Ancak fesih tarihine kadar işçi ücretini ve yasal haklarını elde edebilecekti.


Sonuç:

İşe Başlatmama Tazminatı Açısından
Tüm bu husuları birlikte değerlendirdiğimde, işyeri kapandığında işverenin işe başlatmama tazminatından sorumlu tutulamayacağını düşünüyorum. Öncelikle belirtmek gerekir ki, burada işveren işçiyi işe başlatmama iradesini ortaya koymuş değildir. İşveren işçinin işe başlatma talebine karşılık somut durumu işçiye bildirmekte yani "iade edildiğiniz işyeri artık mevcut olmadığından, işe başlatılma talebinizin uygulanması fiilen mümkün değildir." demektedir (işçiye yapılacak bildirimde işverenin bu nitelikte bir bildirim yapması gerektiğini düşünüyorum). Bu beyanı ile işverenin işe başlatmama iradesini ortaya koyduğunu söylemek pek mümkün gözükmemektedir. Bu durumda da işe başlatmama tazminatının doğması için gerekli yasal koşul(işe başlatmama iradesi) oluşmamaktadır.

İşe iade kurumu istihdam yükü getiren bir kurum olmadığına göre işçi başka bir işyerinde değerlendirilmesini de talep edemeyecektir.

Boşta Geçen Süreye Ait Ücret Bakımından
Boşta geçen sürelere ait ücretlerden ise işveren maksimum 4 ayla sınırlı olmak üzere sorumlu tutlabilecektir(4 ayla sınırlayan yasa hükmü gereği). Eğer geçersiz fesih tarihi ile işyerinin kapandığı tarih arasında 4 aydan az bir süre var(mesela 3 ay) ise kanımca işverenin sorumluluğu da bu süreyle(3 ay) sınırlı olacaktır.

Bu çözüm tarzına göre işçi iş sözleşmesi feshedilmeseydi elde edeceği imkanları yine korumaktadır. Sadece boşta geçen süreye ilişkin ücret yasa hükmü gereği 4 ayla sınırlı olmak üzere kendisine ödenecektir.



Bunun yanında eğer işveren haklı nedenle iş sözleşmesini feshetmiş ve feshin geçersizliğine karar verilmiş ise kıdem - ihbar tazminatından da işveren sorumlu olacaktır. Böylelikle işçi bu haklarını da kullanabilecektir.