Mesajı Okuyun
Old 12-10-2009, 08:22   #2
Av.Feridun Yurtsever

 
Varsayılan

Sayın Yönel, umarım yardımcı olur.

T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi

E:2008/9466
K:2008/7622
T:16.07.2008

5271 s. Yasa m. 109,111/2,271/2-4

Yargı mensuplarına rüşvet vermek suçundan sanık S. B. hakkında A Cumhuriyet Başsavcılığınca 2006/44122 soruşturma sayısı ile yapılan soruşturma evresi sırasında adı geçenin A Sulh Ceza Mahkemesinin 20.3.2008 tarih ve 2008/374 müteferrik sayılı kararıyla tutuklanmasını müteakip, soruşturmanın devamı sırasında tahliye edilmesine yönelik şüpheli vekilinin talebinin reddine dair A Sulh Ceza Mahkemesinin 15.4.2008 tarih ve 2008/551 müteferrik sayılı kararına yapılan itirazın kabulüyle şüphelinin tahliyesine, 5271 sayılı CMK.nun 109/3-b maddesi gereğince şüphelinin haftada bir pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına ilişkin A Asliye Ceza Mahkemesinin 17.4.2008 tarih ve 2008/148 değişik iş sayılı kararına Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın reddine dair A Ağır Ceza Mahkemesinin 21.4.2008 tarih ve 2008/546 değişik iş sayılı kararının;
Dosya kapsamına göre, tutuklu olan şüphelinin tahliye edilmesine yönelik şüpheli vekilinin talebinin A Sulh Ceza Mahkemesinin 15.4.2008 tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine yapılan itirazın kabul edilerek şüphelinin tahliyesine, 5271 sayılı CMK.nun 109/3-b maddesi gereğince şüphelinin haftada bir pazartesi günleri mesai saatleri dahilinde ikametgahına en yakın polis karakoluna müracat edip imza atması suretiyle adli kontrol altında bulundurulmasına ilişkin A Asliye Ceza Mahkemesinin 17.4.2008 tarihli kararına Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın, A Asliye Ceza Mahkemesi kararının kesin olduğundan bahisle reddine dair A Ağır Ceza Mahkemesince karar verilmiş ise de;
5237 sayılı Ceza Muhakemesinin 271/2. maddesindeki "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.", 4. fıkrasındaki "Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir." ve yine anılan Kanun'un 111/2. maddesindeki "Adli kontrole ilişkin kararlara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler karşısında, A Asliye Ceza Mahkemesince ilk defa şüpheli hakkında tahliye ve adli kontrole ilşkin karar verildiği cihetle, Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan 18.4.2008 tarihli itiraz üzerine bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın, yazılı şekildeki gerekçeyle itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülemediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi gereğince bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.5.2008 gün ve 29640 sayılı Kanun Yararına Bozma talebine atfen C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakı birlikte tevdii kılınmakla gereği düşünüldü:
KARAR VE SONUÇ : Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriğinin yerinde olduğu anlaşıldığından A Ağır Ceza Mahkemesinin 21.4.2008 tarih ve 2008/546 değişik iş sayılı kararının; CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde merciince yapılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.07.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi