Mesajı Okuyun
Old 04-03-2007, 15:57   #4
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.ALTINCABA,

Söylediklerinizi çok yerinde bulduğum zaten ortada, ona değinmiyorum. Sorularınıza bildiğim kadarıyla cevap vereyim istiyorum. Daha yakından bilenler elbette olabilir, uzman sayılmam. Ama:

1. Firmalar bu görevleri giderek daha fazla eczacı, biyolog, tıbbi teknisyen gibi meslek erbabına vermektedir. Ancak; hiçbir yakın eğitim almamış insanları da bu görevlerde görmeye devam ediyoruz. İşin kötü tarafı, eskilerin çoğu böyle ve yenilerin eğitiminde onlar daha büyük rol oynuyor. Bunun nedeni işin bilimsel yönünü daha iyi bilmeleri değil tabii ki; iyi 'pazarlamacı' olmaları. Deneyimlerini aktarıyorlar, ve bizlerin o aktarım üzerinde doğrudan bir denetimimiz yok. Eğitimleri sırasında en az bir de hekim görevlendiriliyor; ama onun ilgi alanı bilimsel çerçeveyle sınırlı elbette. En çok döküman hazırlanması, içerikte kullanılan terminoloji ve uygulamaya yönelik sorulara ilişkin pratik cevapları öğretiyorlar. Büyük firmalarda tıbbi etikle ilgili konular da geçmiyor değil. Birkaç aylık bir eğitim bu. Fakat standardı yok; bizlerin de bunda rolü olamaz.

2. İşe alındıktan sonra belli bir deneme süresinde kişiye belli bir kota veriliyor. O kotayı dolduramazsa, işine son veriliyor. Ne kadar bildiğiyle, ne kadar temiz ve titiz çalıştığıyla filan ilgilenen yok. Kıyamet de orada kopuyor. İnsanlar işe muhtaç. İşe sahip olabilmesi için kotayı tutturmak şart, işte kalabilmesi içinse peşpeşe iki yıl kotanın altına düşmemesi. Bu durumda, anahtar bilgi değil, pazarlama, ilişki geliştirebilme, sempati uyandırabilme, güzellik ve yakışıklılık haline geliyor. Çoğu zaman da dağıtılan o rüşvetimsi şeyler daha ön planda oluyor. Bunda bir rolümüz olabilir, ama organize değil, bireysel olarak red biçiminde. Bunun da pek yararı olmuyor elbette.

3. Dışarıya verilen görüntüdeki sakatlıkların farkında olup ciddiye alanlarımız, önceki yazımda belirttiğim önlemleri alıyorlar; ama onları makbul bulanların sayısı azınlıkta kalıyor. Tabip odaları da bu konuda sadece hekimler üzerinde yol gösterici etik değerlerden söz etmekten öteye gidemez, gidemiyor.

4. Firmaların bu kişilere tanıdığı olanaklar işin gereğini aşmıyor elbette, çünkü aksi takdirde zarar eder. Ama bu işe giren bireylerin kendini birşey sanmaları bambaşka bir konu. Ona da yapabilecek birşey görünmüyor.

Sonuçta iş dönüp dolaşıp ülkenin geneline hakim olan paylaşmacı çıkar ilişkisine dönüşüyor. Aslında internet çağında böyle bir işin kalmamış olması gerek, ama ortada duruyor işte!

Saygılarımla,