Mesajı Okuyun
Old 10-11-2014, 16:22   #19
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/26237
K. 2014/10618
T. 8.5.2014

• ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ DURUŞMASINDA DAVALININ BOŞANMAYI KABUL ETMEMESİ ( Davanın Kendiliğinden Çekişmeli Hale Geleceği - Taraflara Delil Gösterme ve Sunma İmkanı Tanınması Gerektiği/Deliller Toplanarak Karar Verilmesi Gerektiği )

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASININ ÇEKİŞMELİ HALE GELMESİ ( Duruşmada Davalının Boşanmayı Kabul Etmediği/Davanın Kendiliğinden Çekişmeli Hale Geleceği - Taraflara Delil Gösterme ve Sunma İmkanı Tanınması Gerektiği/Deliller Toplanarak Karar Verileceği )

• BOŞANMA DAVASI ( Anlaşmalı Boşanma Davasının Duruşmasında Davalının Boşanmayı Kabul Etmediği/Davanın Kendiliğinden Çekişmeli Hale Geleceği - Taraflara Delil Gösterme ve Sunma İmkanı Tanınacağı/Deliller Toplanarak Karar Verilmesi Gerektiği )

6100/m. 119
4721/m. 166/1
ÖZET : Davacı tarafından açılan anlaşmalı boşanma davasının duruşmasında, davalı boşanmak istemediğini belirtmiştir. Dava dilekçesinde geçimsizlik sebebi ve vakıaların açıklanmadığı, delil olarak sadece boşanma protokolü ve nüfus kaydının gösterildiği, davanın çekişmeli boşanmaya da dönüşmeyeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davalının anlaşmalı boşanma talebine karşı çıkmasıyla, dava kendiliğinden çekişmeli hale geleceğinden, taraflara iddia ve savunmaları çerçevesinde delil gösterme ve sunma imkanı tanınmalı, deliller toplanarak değerlendirilip karar verilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Davacı, dava dilekçesinde; "davalı ile fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, bunun sonucu aralarında geçimsizlik başgösterdiğini, şiddetli geçimsizliğin birliğin devamını imkansız hale getirdiğini, davalının da aynı düşüncede olduğunu, davalı ile boşanma ve fer'i sonuçlarında anlaştıklarını" belirterek, anlaşmalı boşanmalarına karar verilmesini istemiş, dilekçe ekinde boşanma protokolünü sunmuştur. Davalı ise, 15.07.2013 tarihli ön inceleme duruşmasında boşanmak istemediğini bildirerek davaya karşı çıkmıştır.

Mahkemece, "dava dilekçesinde geçimsizlik sebebi ve vakıaların açıklanmadığı, delil olarak sadece boşanma protokolü ve nüfus kaydının gösterildiği, bu haliyle dava dilekçesinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddesi şartlanın taşımadığı, bu nedenle çekişmeli boşanmaya da dönüşmeyeceği" gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

Davalı ile boşanma ve fer'i sonuçlarında anlaştıklarını belirterek boşanma davası açan davacının, dava dilekçesinde, boşanma sebebini göstermesi ve geçimsizliğin dayandığı vakıaları bildirmesi gerekmediği gibi, böyle bir sebep bildirmiş olsa bile bunun hangi delillerle ispat edileceğine ilişkin bir delil bildirmesi de gerekmez. Çünkü davayı açarken anlaşmalı boşanma kararı verileceğine ilişkin bir beklentisi vardır. Bu beklenti sebebiyle boşanma sebebini göstermemiş ve uyuşmazlık çıkmayacağı inancıyla delil bildirmemiştir. Bu bakımdan, "anlaşmalı boşanma" talebiyle yapılan bir başvuru dilekçesinin içeriğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun 119. maddesinin ( 1. ) fıkrasının ( e ) ve ( f ) bentlerindeki hususların aranması doğru ve gerçekçi bir yaklaşım değildir. Açıklanan hususlardaki gereklilik, anlaşmalı boşanma kararı verilmesinin mümkün bulunmadığının anlaşılmasından sonra söz konusu olabilir. Mahkemece; ön inceleme duruşmasının tensiple 09.09.2013 günü yapılmasına karar verilmiş, tarafların birlikte başvurarak, "duruşmanın erken bir tarihe alınmasını" talep etmeleri üzerine, 15.07.2013 günü ön inceleme için duruşma açılmış, bu duruşmada davalı, boşanmak istemediğini bildirerek davaya karşı çıkmıştır. Bunun üzerine mahkeme tarafların "barışma ve evliliği devam ettirme ihtimalini" görerek, bu sebeple ön inceleme duruşmasını bir defaya mahsus olmak üzere ertelemiş 09.09.2013 tarihli oturumda da delil bildirme imkanı tanımadan davayı yukarıdaki gerekçe ile reddetmiştir. Davalının anlaşmalı boşanma talebine karşı çıkmasıyla dava kendiliğinden çekişmeli hale gelmiştir. Böyle bir durumda, taraflara iddia ve savunmaları çerçevesinde delil gösterme ve sunma imkanı tanınmalı, göstermeleri halinde delilleri toplanmalı Türk Medeni Kanununun 166. maddesinin ( 1. ) ve ( 2. ) fıkralarına göre değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Böyle yapılmadan, yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı