Kimileri geçmişi özlemenin bir çaresizlik ve bugünden kaçış olduğunu düşünür.. Oysa geçmiş bitse de vardır, yaşanmıştır.. Yok edemezsiniz...
Hatırlıyorum...
Dar sokaklardaki küçük iki katlı bahçeli evleri.. Arnavut kaldırımlarının aralarında muzip çimenler fışkırırdı.. Taze ot kokusu sarardı baharda sokakları... Bir de evlerden gelen mevsimin ilk patlıcan kızartmalarının kokuları... Acıkırdım o kokuya.. Şimdi ise bulamıyorum, yağı mı farklıydı acaba ?
Haki yeşil tahta kapıların üzerindeki tokmağı şöyle bir tıklatıp "Tanrı misafiri " olmak vardı.. Açarlardı herhalde o kapıyı..
Kapıların açılmayacağını hiç düşünmedim bile..
Yiğitlik asıl o zaman vardı.. Bilek gücünde değil vicdan büyüklüğünde, yürek asaletindeydi...
Hatırlıyorum...
Sevgiler bir başka güzel, dostluklar bir başka tattaydı..
Yitilmek korkusu olmazdı yaşlıların yüreğinde.. Bir evin en güzel duvarında siyah-beyaz eski bir resimde yaşayacaklarını bilirlerdi.. Bir çocuğun masum dudaklarından dökülen hatırlanmış eski bir masalda varolacaklarını bilirlerdi....
Gün geceyi,gece günü bir başka sarmalda kovalar ve kovalardı.. Evlerin tek lambalı odaları kekik, ıhlamur kokardı....
Yılların yüzdeki çizgileri yücelik olur, saygı olur döner bir taç olur başa konardı...
Bir kuşun kanadında, bir kuzu melemesinde, dağda açan çiçekte bir asalet vardı..
Dünya düz veya yuvarlak.... Kimin umurunda ! ) Farketmezdi ki...
Kırlarda aranan dört yapraklı yoncanın bir tılsımı vardı.. Papatyalar şehir kurardı yeşil çimenlere... Onlar han olurdu, börtü böcek ise hancı...

Hatırlıyorum....
Unutulma cezası verdiklerimi zindanlarında kendi hallerinde bırakıp, güzel olan ne varsa hatırlıyorum.
Dünü güzel kılan herşeyi hatırlıyorum. Ve hatırlanmaya değer geçmişi yaşadığım için mutlu anımsıyorum..
Hala hatırlanacak güzelliklerin varolduğunun serinliği yüreğimizden hiç eksik olmasın... )
Sevgilerimle.....