Mesajı Okuyun
Old 24-01-2007, 11:34   #3
ad-hoc

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/4-423

K. 2002/430

T. 22.5.2002

• BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI ( Haberde Hukuka Uygunluk Sınırının Aşılması-Manevi Tazminat )

• MANEVİ TAZMİNAT ( Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı )

• HABERDE HUKUKA UYGUNLUK SINIRININ AŞILMASI ( Manevi Tazminat )

818/m.49

ÖZET : Anayasal bir değer taşıyan basın yolu ile düşünce açıklama hakkı bu hakkın sınırları içinde kalındığı sürece hukuka uygun sayılacak ve böyle bir hakkın kullanılmasından kişiler olumsuz yönde etkilense dahi haber ya da yazı hukuka aykırı sayılmayacaktır. Bu durumda verilen bir haberin ya da yazılan bir yazının hangi hallerde hukuka uygun sayılacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Çünkü basın yoluyla düşünce açıklamak hakkı ile kişilik haklarının sınırlarının belirlenmesi, sorunun çözümüne bağlı olmaktadır.
Basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Eğer bir haber ya da yazı bu temel kurallardan birisine ters düşerse bu takdirde hakkın hukuka uygunluğundan söz edilmesi olanağı olmayacaktır.
DAVA : Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 20.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 8/11/2000 gün ve 2000/135-684 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 10/4/2001 gün ve 2001/355-3597 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı Radikal gazetesinin 17.12.1999 tarihli nüshasında İşte kendilerine kıyak emeklilik ve yüksek maaş çıkaranlar-kıyakçı kırklar. Çeşitli partilerden 40 üyesi olan plan ve bütçe komisyonu el altından sunulan teklifi 15 dakikada onayladı. Kendilerine kıyak yaparken, 9. kez iptal edilmesin diye yargıya da rüşvet teklif eden komisyona tepkinizi dile getirin başlıklı haberin altına TBMM plan ve bütçe komisyon üyesi 40 kişinin resmi ve telefon numarası da verilerek yapılan yayında kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu; kendisinin kamuoyunda kıyak emeklilik olarak bilinen yasa teklifinin plan ve bütçe komisyonunda görüşüldüğü gün toplantılara katılmadığını ve TBMM Genel Kurulunda aleyhte görüş bildirdiğini belirterek manevi tazminat istemiştir.
Davalılar vekili ise cevabında, yazıda; davacının da aralarında bulunduğu 40 kişi için, bu kişilerin TBMM plan ve bütçe komisyon üyesi olduğu, kıyak emeklilik olarak adlandırılan yasanın bu komisyonda kabul edildiği, teklifin kabulü yönünde komisyon üyelerine halkın ve seçmenlerin tepkilerini iletebileceklerinin ifade edildiği, yazının eleştiri amacı ile kaleme alındığını savunmuştur.
Mahkemece, yazının genelinde güdülen amacın ve fotoğrafların altına konu ile ilgili etkin konumda bulunan milletvekillerinin telefonlarına da yer verilmek suretiyle bu konuda daha önce defalarca yargıdan dönen özlük haklarına dair girişimin tekrarlanmaması maksadıyla okuyucu kitlesinin tepkisini dile getirmesi olduğu, siyasi kimlikli kişilerin eleştiriye daha tahammüllü olması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği gibi basının başlıca görevlerinden birisi ve en önemlisi, zamanında ve gereken ayrıntıları ile ve doğru olarak, kamu yararı bulunan haberleri toplayarak halka, topluma ulaştırmak, böylece toplumun düşünce ve kanaatlere ulaşmasını ve neticede kamuoyunun serbestçe oluşumunu sağlayarak toplumun denetimine aracı olmaktır. Dolayısıyla Anayasal bir değer taşıyan basın yolu ile düşünce açıklama hakkı bu hakkın sınırları içinde kalındığı sürece hukuka uygun sayılacak ve böyle bir hakkın kullanılmasından kişiler olumsuz yönde etkilense dahi haber ya da yazı hukuka aykırı sayılmayacaktır. Bu durumda verilen bir haberin ya da yazılan bir yazının hangi hallerde hukuka uygun sayılacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Çünkü basın yoluyla düşünce açıklamak hakkı ile kişilik haklarının sınırlarının belirlenmesi, sorunun çözümüne bağlı olmaktadır.
Basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Eğer bir haber ya da yazı bu temel kurallardan birisine ters düşerse bu takdirde hakkın hukuka uygunluğundan söz edilmesi olanağı olmayacaktır.
Somut olayda yazıya konu edilen ve kıyak emeklilik olarak bilinen yasa tasarısının TBMM plan ve bütçe komisyonunda tartışıldığı gün davacı görüşmelere katılmamış, TBMM Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında da aleyhinde görüş bildirmiştir. Bu durum, Plan ve Bütçe Komisyonunun cevabi yazısı ve TBMM tutanakları ile sabittir. Bu bağlamda davacının topluma hedef gösterilmesi doğru değildir, kişilik haklarına saldırı bulunulmuştur.
Anılan yön gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine dair verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca'ncaincelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca'ncada benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22/5/2002 gününde, oybirliği ile karar verildi.
yarx