Mesajı Okuyun
Old 06-03-2007, 11:58   #7
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.sekoya,

Sizin benden daha yakından bildiğinizden emin olduğum 3-6 yaş arası yuvaların hali ortada. Ücretli olanları ayrı, ücretsizleri ayrı uygunsuzluklar kaynıyor. Ana - baba okulları içinse toplumumuzun düşüncesi aynen şöyle: ana, baba olmayı onlardan mı öğreneceğiz? Bilirsiniz; her zaman yeterince doğru bilgiler içermese dahi, bir çok 'anne oluyorum', 'baba oluyorum' türü kitap var. Satış rakkamlarına bir bakın; toplumumuzdaki ana, baba sayısıyla karşılaştırın; ağlanacak durumdayız. Halbuki her ana baba adayının, çocuk yapmaya karar vermeden ÖNCE bu kitaplardan en az 2-3 tanesini okuması gerekir. Belki de bunu (eski) orta 2, 3 üncü sınıflardan itibaren ders haline getirmeli; ne bileyim.

İlk hamlenin herkesin, özellikle de kız çocuklarının okula gönderilmelerini sağlamak olması gerekir diye düşünüyorum. Çocuğunu okula göndermeyenler, hiç acınmadan, kesinlikle hapsedilmeli. Okullardaki rehberlik kurumunun ehil ellerde olmasını sağlamanın ötesinde, öğretmenlerin şimdikinden çok daha fazla psikoloji eğitimi almaları ve çocuğa, anneye karşı fiziksel ve ruhsal şiddet belirtilerine karşı bilinçlendirilmeleri de çok yararlı olacaktır. Çünkü rehberlik öğretmeni ancak diğer öğretmenlerce yönlendirildikleri takdirde konudan haberdar olabilirler, başka türlü yüzlerce öğrencinin hangisini ne kadar tanıyıp izleyebilirler? Tamamlayıcı olarak da, rehberlik kurumunun sosyal hizmetler kurumuyla arasında güçlü bir ilişki kurularak müdahale yetenekleri arttırılmalı. Okullarda giderek arttığını gördüğümüz şiddet, aile içi şiddetin yansıması. Sorunları hala kaba güçle çözeceğimize inanıyoruz. Bunun suçlusu çok, tek değil.

O kadar çok düzeltilecek şey var ki, insan umutsuzluğa kapılıyor. Biz herşeyin yaradana havale edildiği, kapalı, tutucu toplum yapısından, toplumun örgütlü kuruluşlar aracılığıyla geleceğini oluşturacak çocuklarını eğittiği kent kültürüne henüz geçemedik. Kentlerde bile kent kültürü içinde değil, aşiret kültürü hakimiyetinde yaşamaktayız. Sanıyoruz ki, büyük kentte yaşayınca kentli, apartmanda oturup otomobile binilince veya internete girince modern olunuyor. Halbuki, batı ülkelerinde 20 haneli köyde bile insanlar kentli olmuş artık.

Saygılarımla,