Mesajı Okuyun
Old 16-08-2010, 03:34   #171
Nur Deniz

 
Varsayılan Unutmayin, Unutturmayin!

Günlerdir aklımda aslında, yaşam ve ölüm. İki keskin çizginin ortasındayız her nefesimizde. İnsan güçlü denir, insan doğanın hakimi, insan dünyanın yöneticisi. Hayır, biz insanlar bir nefes alımı ile nabzın durması kadar basitiz.

17 Ağustos 1999, hatırlamayan var mı?

O gün insanlar, sevgililerinin yanında, eşlerinin kucağında uyurken, çocuklarının elleri tenlerine değerken, ya da uzun süredir göremediği bir dostunu, annesini, babasını göremeden hayata gözlerini kapattı. Beton duvarların altında kalarak, üzerlerinde binlerce ton ağırlıkla, gün ışığını göremeden. Birçoğu yardım seslerini duyuramadı. Aileler yarım kaldı, dostlar gitti. Halen daha kayıp insanlar aranıyor.

Ben 17 Ağustos tan değil, Ağustos ayından korkuyorum. Hiçbir dostumu, arkadaşımı, ailemden birini, hatta tanıdığım birini kaybetmememe rağmen korkuyorum depremden. İnsanların çaresiz kalmasından. Yiyeceksiz, açıkta, acılı kalakalmalarından.

En az 700 km uzaktaydım ben deprem olduğunda. Yeni bir bebek dünyaya gelmişti. Kız bir bebek. Yorgunlukla başımı koymuştum yastığıma. Uzakta, Aksaray'da, elektirikler kapandı. Kimsenin inanmadığı köpek sesleri duyuluyordu gerçekten. Kapı bile açılıp kapandı. Kalkıp, kapının arkasına bir sandalye koyup yeniden uzandım yatağıma.

Ve ertesi sabah...

Binlerce insan, anne, baba, çocuk, kardeş, sevgili, arkadaş, komşu güneşin doğmuş olduğunu gören ben kadar şanslı değildi.

Az sonra güneş doğacak.

Ve biz, hala nefes alanlar, kalbini yerinde hissedenler, dertli, çaresiz, kötü durumda olanlar, uykumuzu kaçıran sorunlar yaşayanlar düşünün lütfen, çok şanslıyız. Güneşin doğuşunu görebileceğiz.

Aksi ispatlanana kadar az sonra güneşin benim için doğduğunu varsayıyorum. Ayı görünce de ''En güzel ay bu akşam doğdu!'' diyeceğim.

Ve ben güneşle birlikte sevdiğim herkese bugün ''Seni seviyorum!'' diyeceğim. Aldığım nefesi daha çok çekeceğim içime. Suyun bile tadını alacağım. Şeftali kesince koklamadan yemeyeceğim. Bugün yalnızca yaşamanın ve sevdiklerimi kaybetmemenin ayırdına varacağım.

Lütfen!..

Depremi yaşayanlar, üzülmeyin... Onca yıl sonra yapması zor olsa da, bugün kayıplarınızı en güzel anıları ile anımsamaya çalışın.

Gün bitince, gecenin koyu rengi bir yorgan gibi üzerimizi örttüğünde ağlayalım. Utanmadan, aldırmadan. Bırakın içli, duygusal, ağlak desinler. Hatta deli desinler. Yaşamadığı birşey için ağlıyor desinler.

Dokunun sevdiklerinize, saçlarını koklayın...''İyi ki yanımdasın!''ı söyleyin ve ''İyi ki varsın!''

Yıkılan binaların diğer binalar arasında eksik kalması gibi olmasın, bugün herşeyi bütün kalbinizle sevin...

50.000'e yakın insan için 50.000'er sayfa yazılsa da, 50.000 hayat zor anlatılır. Daha kolay yolu var: Lütfen!

Unutmayın, unutturmayın!

Saygılarımla...