Sayın Av.Habibe Yılmaz Kayar,
Konuya ilgi duymam tamamen hissidir, bahse konu kişilere üzüldüğümdendir.
Her şeyden önce, kayıt ve güvence altına alınmak için; hayat kadını, "genel kadın" yahut sizin isim anası olduğunuz gibi "seks işçisi" olmak da gerekmemektedir. Tüm insanlar için; "güvence sağlamak adına" kayıt altına alınmak bir
hak olmalıdır.
Elbette ki kişilerin "güvence sağlamak dışındaki başka amaçlarla" kayıt altına alınması, "fişlenme" olarak nitelendirilebilir ve doğru değildir.
Ben, sizin "seks işçisi" tabirinize saygı duymaktayım. Ancak bu ifadeyi, bir kaç nedenle uygun görmemekteyim. Bu nedenlerden
ilki şudur: Emekle - seksin aynı potada eritilmesi, başlıbaşına geçim derdi uğruna isteyerek alınteri dökülmesi anlamına gelen emeğe haksızlık olur. Sanmıyorum ki hiç bir genel kadın, isteyerek o yolda ter döksün!
İkincisi
şudur: Seksin piyasaya arzı, sözleşme hukuku temelinde
hukuki nitelik olarak net değildir. Eser sözleşmesi midir, salt faaliyet midir, yoksa vekaletsiz iş görme ya da sizin de vurguladığınız gibi hizmet sözleşmesi midir? belirlenmeden, seks işçiliği diyerek olayı "Hizmet sözleşmesi" dar alanında sıkıştırmak doğru olmaz kanaatindeyim.
Bu konudaki bir başka tartışma için bkz:
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=1278
Üçüncü neden ise; Seksin işçisi olursa, seksin işvereni de olabilir ki bu durum yüzyıllardır P.....k ile başlayan bir mesleğin birden bire ticaret odasına kaydını lüzumlu kılacak bir hale neden olabilir. Kanımca bu durumda da işverenler, terk_i meslek zorunda kalırlar...
Bir diğer neden ise İşçi partisinin olaya nasıl bakacağı ile ilgilidir ki siyaset yasak olduğundan bu konuya girmiyorum.
Saygılarımla.