
Sevgili meslaktaşlarım bu konuyu açmamın sebebi etrafımızda bizlerle işleri olmayan, bir şekilde herhangi bir dava veyahut vekalet ilişkisi içinde olmadığınız fakat sizin kimliğinizi bilen işinizi bilen; aile üyeleriniz, akrabalarınız dostlarınız, tanıdıklarınız itibari ile soruyorum.
Çok yakın bir arkadaşım işletme mezunu olmakla birlikte birgün bana mağaza müdürünün (bir giyim mağazasının alışveriş merkezinde bulunan reyonunun müdürlüğü) ne kadar zor bir işi olduğunu müşteriler üstler satıcılar zabıtalar, pazarlama müdürü ve kotadan bahsetti. kendisine cevabım Avukatlık mesleğini böylemi algılıyorsun. Oldu cevaben şu yanıtı aldım :
Yok canım seninki daha forslu ama o zor iş.
buyurun...
tarihin neredeyse başladığı yerlerden buralara kadar gelişerek gelen ölümlere özgürlüklere, kararlara, adalete adaletsizliğe, yönetime, denetime, yaşama , alıma satıma, askerlere, ilaçlara tıbba ve daha sayamadığım binlerce meselenin çözümüne yardım eden yol gösteren adalet anlayışımız hukukçu olmanın getirdiği hakkaniyet mesleğin vakur ve şerefi bakınız nasılda algılanıyor.
Burada kastım işin zorluğu yada kolaylığı yapılıp yapılamazlığı değildir. kıyas sorunudur. sucuk üreten koskoca bir fabrikanın kasabı ile bir cerrah ne derece kıyas edilebilir ortak nokta et kesimimidir. İşte bnizim mesleğinmizde her kesim ile ortak noktada birleştirilmiştir. bu nokta para kazanmadır. insanlar bizlere nasıl olsa sizde para kazanoıyorsunuz demeye başlamışlardır. sadece belkide anlamadıkları kelimeler kullandığımız yahutta bir büromuz olduğu için daha forslu gözüyle bakmaktadırlar. Acaba hukukçular kendilerini nasıl anlatmalıdır. Nasıl kaleme almalı acaba daha ne yapmalıdır. yoksa bu insafsızlığa ayak uydurup anlamasanızda sizler için birşeyler yapmaya çalışıyoruz mu demeli sessizce...
Hepinize içten saygı ve sevgilerimle.