21-07-2003, 23:06
|
#4
|
|
Öncelikle size kendi durumumu anlatayım kısaca ki konu biraz açıklık kazansın.
Ben eski eşimle geçimsizlik yada benzer bir durumla ayrılmadım. Tamamen ailesel etkilerle boşandık.
1999 depremini yaşadık. izmitteydik. Üstüne ailesel sorunlar geldi. Ve eski eşim bir sabah bankadan para çekmek üzere çıktı. gidiş o gidiş.. 1 gün boyunca polislerle beraber onu aradım. Hiç gideceğini düşünmüyordum. aklıma tek gelen para çekmeye gitmiş olması. Ve onları bir köşede kanlar içinde bulacak olmam.. Durumu öğrendiğim zaman ağzımdan çıkan ilk cümle "şükürler olsun hayattalar"..
1 hafta sonra yanına gittim tek başına. Konuşmak istedim. Görüşmedi. Abisi de görüştürmem dedi. Ayık olmadığı için pek konuşulmuyordu.. Yine de ısrar ettim. telefonla görüşebilme izni aldım !.. ayrılmak istiyorum dedi. istersen kızını yollayayım dedi. Olabilir dedim. Ayrılmak isteyebilirsin. Ama kızımı senden ayırmam. Sen de benden kaçırma.. Askere gidiyorum. Bu süre içinde düşün. Bir ihtiyacın olursa haber ver. Ancak ailenin durumunu biliyorsun. Lütfen dikkat et..
Babaları 85 yılında vefat etmiş.. Annesinin ikinci evliliğinden de ayrılmış. küçük kızı var. Ablasının gayrimeşru bir kızı var.. Abisinin üzerine kayıtlı. Ancak doğum raporları var. Abi her zaman şarhoş.. Erkek kardeşi de sürekli hırsızlık yaptığı için işten atılıyor. Benimle evli olduğu süre içinde ailesine tel açıp konuşmuyordu bile. Hatta depremin ertesi günü ben zorlayarak arattırdım. En azından hayatta olduğunu söyle diye..
3 ay sonra askere gittim. 1 ay paralı askerlik yapacaktım. Bu süre içinde 15 günde bir para gönderdim. En son gelmek istiyorum burda dayanamıyorum dedi. Para istedi yine. Hemen yolladım. O parayı aldı. bir daha ulaşamadım. 1 hafta sonra askere gittim. 15. gününde elime boşanma davası geldi..
Askerlik dönüşü ulaşmaya çalıştım. Taşınmışlar.. Sadece avukatı ile görüşebiliyorum. O da adres bilmiyorum diyip geçiyor.
Önce itirazla mahkemeyi izmite aldırdım. Böylece 8 ay geçti.. Her ay en az 2 defa bulunduğu yere gittim belki yolda görürüm konuşabiliriz diye. Nafile. Dava izmite geldiği zaman kızımı görüş hakkı istedim. 10 gün yanıma alıp gözetme hakkını elde ettim. Avukatın yanına gittim. icra yada polisle değil. tek başıma. insanlık adına kızımı görmek istiyorum dedim. icrayla şunla bunla değil. bu kadar sabrettin dediler.. 10 gün daha sabret.. Velayeti verirsen kızını görürsün. Peki dedim. Tek isteğim kızımı görmek.. Zaten başka birşey istemiyorlardı.
Mahkeme günü hakime şu soruyu sordum "ben ölürsem ne olacak ?" .. Hayattayken zaten para yolluyorum. Durumları çok kötü çünkü.. Ama ya ölürsem.. ve hakime yapılan anlaşmaya "iştirak nafakası eklenmesi" ni bizzat ben istedim.. Bu da davada anlaşma metninde mevcuttur.
Bu güne kadar yolladığım paraların makbuzları elimde. Öyle 3-5 kuruş bir paradan bahsetmiyorum. Hatırı sayılır nitelikte bir para eline geçti bu güne kadar. Hep farklı adresler hep farklı bankalar. Her seferinde yalvardım. Nolur kızımı kaçırma. Bir kucağıma alayım. Bir öpeyim. Kızım seni seviyorum diyim.. Senden almak isteseydim daha ilk gün alırdım..
Onun çocuğu düşündüğü falan yok. Onun için kızım, sıkıştığında para isteyebilecek altın yumurtlayan bir tavuk..
Şu an temmuz ayındayız. Kızım ben istemesem bile benim yanımda olmak zorunda. Mahkeme kararına göre.. Avrupada bu sistem böyle işliyor..
Kendisi evli mi değil mi bilmiyorum. Ama hamile olduğunu öğrendim. Bir adamla yaşıyor. Annesi, annesinin ikinci evliliğinden olan kızı, ablası, ablasının kızı, erkek kardeşinin yeni doğan oğlu.. Ev değil çocuk yuvası mübarek. Beraber olduğu yada evlendiği adam mahhalenin söylediğine göre kabadayı olarak geçinen, abisini, erkek kardeşini dövüp evden uzaklaştıran (ki allah razı olsun bu nedenle), bu tip kavga olaylarıyla sabıkalı biri..
Ayrıca bütün bu desteğe ek olarak, mahkemeye verdikleri adrese mahkeme bilgilendirilerek her ay "iştirak nafakası" düzenli olarak yatırıldı. (Benim isteğimle ölümüm halinde aileme devredecek iştirak bedelidir bu) Bu para alınmadı.... Çünkü alınabilmesi için ikametkah bildirimi gerekiyordu. O zaman da yeri belli olacağı için almadı..
Ve söylediğim gibi banka dan da ayrıca havale gönderdim. o da bu paranın en az iki katı.. Enson Abank istanbul Bakırköy şubesine benim soyadımı taşıyan hesabına yolladım. Bu para Mersin'den çekilince, yine sağa sola para saçıp araştırma yaptırdım ve öğrendim.. Ne icra, ne polis, ne zabıta bulamamıştı yerini.. Kayıtlarda mevcut..
Kızım için eriyip bittiğimi herkes bilir. Ona ne kadar düşkün olduğumu.. Ve çocuğun şu an çok kötü bir ortamda yetiştiğine dair binlerce sahit gösterebilirim. Ne yapayım ? Elime silah alıp yol mu keseyim ? Onu da yapacak güçteyim.. Ama bu mudur yani çözümü ? çocuğu arada bırakmak istemiyorum. Şimdi yolda görsem beni tanımaz belki.. Zorbalıkla, kolundan çekiştirerek almak değil derdim.
Varsın annesinin yanında kalsın. Ama velayet bende olsun.. Yani dediğim gibi. hangisi doğru bilemiyorum..
|