Mesajı Okuyun
Old 31-05-2007, 09:34   #2
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/163

K. 2006/83

T. 16.1.2006

• MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT ( FSEK 70/2. Maddesi Yollamasıyla BK.nun 60. Maddesindeki Haksız Fiillere İlişkin Bir Yıllık Zamanaşımı Süresinin Uygulanmasında Bir İsabetsizlik Bulunmadığı )

• FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARIN SAKLI TUTULMASI ( Tazminat Talebi - FSEK 70/2. Maddesi Yollamasıyla BK.nun 60. Maddesindeki Haksız Fiillere İlişkin Bir Yıllık Zamanaşımı Süresinin Uygulanmasında Bir İsabetsizlik Bulunmadığı )

• HAKSIZ FİİLLERE İLİŞKİN ZAMANAŞIMI SÜRESİ ( Maddi ve Manevi Tazminat - FSEK 70/2. Maddesi Yollamasıyla BK.nun 60. Maddesindeki Haksız Fiillere İlişkin Bir Yıllık Zamanaşımı Süresinin Uygulanmasında Bir İsabetsizlik Bulunmadığı )

5846/m.68,70

818/m.60

ÖZET : Dava maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Dava dilekçesinde açıkça davalının elde ettiği karın üç katından az olmamak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak tazminat istendiğinden, bu talebin FSEK 70/son maddesine uygun olması ve FSEK 68/1. maddesinde belirtilen eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedel itibarıyla uğradığı zararın en çok üç kat fazlası olarak nitelendirilmesinin mümkün olmamasına göre, FSEK 70/2. maddesi yollamasıyla BK.nun 60. maddesindeki haksız fiillere ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 28.09.2004 tarih ve 2003/975-2004/540 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dilek Çakıroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin sahibi ve yazarı olduğu " Kaynakları İle Büyük Kadın İlmihali" adlı eseri, davalı şirketin izinsiz olarak Kadın ve Aile isimli aylık dergisi ile promosyon olarak 1994 ve 1995 yıllarında okuyucularına abone olmaları koşuluyla çoğaltarak dağıttığını, müvekkilinin bu haksız fiili yeni öğrendiğini, davalının eyleminin davacının FSEK'ten doğan mali ve manevi haklarına tecavüz teşkil ettiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1 milyar lira maddi ve 5 milyar lira manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın öncelikle bu nedenle reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre, FSEK 70/2. maddesi yollamasıyla BK.nun 60. maddesi hükmüne göre davacının haksız fiili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde dava açmadığı, 1994-1995 yıllarında dağıtıldığını ileri sürdüğü kitaplardan dolayı 2003 yılında dava açtığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve dava dilekçesinde açıkça davalının elde ettiği karın üç katından az olmamak üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak tazminat istendiğinden, bu talebin FSEK 70/son maddesine uygun olması ve FSEK 68/1. maddesinde belirtilen eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedel itibarıyla uğradığı zararın en çok üç kat fazlası olarak nitelendirilmesinin mümkün olmamasına göre, FSEK 70/2. maddesi yollamasıyla BK.nun 60. maddesindeki haksız fiillere ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.10 YTL. temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16.01.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Dava, FSEK'na dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, davacı taraf dava dilekçesinde eserinin davalı yanca izinsiz olarak çoğaltılarak aylık dergiye abone olmaları kaydıyla okuyucularına dağıtıldığını ileri sürerek, işbu davayı açmış ve dava dilekçesinin "Sonuç ve İstem" bölümünde manevi tazminat dışında ayrıca davalının karının üç katından aşağı olmamak ve fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla ( 1.000.000.000 ) TL. tazminatın tahsili talebinde bulunmuştur. Ayrıca dosya içerisinde davacının maddi tazminat talebinin FSEK.nun 70 nci maddesine dayalı olduğuna dair bir açıklaması mevcut değildir.
Dairemizin ve HGK.nun yerleşmiş içtihatlarında da açıklandığı üzere ( Y.11. HD. 1987/1836-4131, T.07.07.1987 HGK E. 2002/11-176, K. 2002/214 ) koşulları bulunmak kaydıyla maddi tazminat talebinin FSEK.nun 68 nci maddesine dayandırılması halinde yanlar arasında sözleşme yapılmış gibi bir hal oluşması sebebiyle BK.nun 10 yıllık genel zamanaşımının uygulanması söz konusu olacaktır. Talebin 70 nci maddeye dayanması halinde ise BK.nun 60 ncı maddesinde öngörülen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri nazara alınacaktır. O halde davalının zamanaşımı def'inin karara bağlanabilmesi için öncelikle davacının talebinin bunlardan hangisine dayandığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. 04.06.1968 tarih ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince de hakim sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleplerle bağlı olup, hukuki tavsif kendisine ait bulunmamaktadır. Davacı yukarıda da belirtildiği üzere davacı, davalının karının 3 katından az olmamak üzere maddi tazminatın kendisine verilmesini istediğine ve FSEK.nun 70 nci maddesinde de karın 3 katının ödenmesi şeklinde bir düzenleme mevcut olmadığından, davacının talebinin aynı Yasa'nın 68 nci maddesine dayalı bir talep olduğunun kabulü gerekir ki, buna nazaran da davalının zamanaşımı def'i yerinde değildir. Ayrıca bir an için davacının anılan ifadesinin açık olmadığı kabul edilse bile mahkemece davacıdan bu hususta bir açıklama istenerek neticesine göre davalı tarafın zamanaşımı savunmasının karşılanması gerektiği ve bu nedenle yerel mahkeme kararının bozulması icap ettiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluk kararına karşıyım.
T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/3342

K. 2000/5524

T. 15.6.2000

• MALİ HAKLARA TECAVÜZ ( Mali Haklara Tecavüz Nedeniyle Açılacak Tazminat Davasında Borçlar Kanunu'nun Haksız Eylemlere İlişkin Hükümlerinin Uygulanması Gereği )

• MANEVİ TAZMİNAT ( FSEK'nın 70/2 Maddesinin Haksız Eylemlere Yaptığı Atıf Nedeniyle Açılacak Tazminat Davasında Borçlar Kanunu'nun Haksız Eylemlere İlişkin Hükümlerinin Uygulanması Gereği )

• HUKUK VE CEZA ZAMANAŞIMI ( Davalı Şirket Vekilinin Zamanaşımı Savunması Üzerinde Durularak Bu Konuda Bir Karar Verilmesi Zamanaşımının Dolmadığının Kabul Edilmesi Halinde İşin Esasına Girilmesi Gereği )

5846/m.68,70/2

818/m.60

ÖZET : Dava, davacı eser sahibinin 5846 sayılı FSEK'nın 68. ve devamı maddelerine göre mali ve manevi haklarının ihlal edildiği iddiasıyla açtığı tazminat davasıdır.
FSEK'nın 70/2 maddesinin haksız eylemlere yaptığı atıf nedeniyle mali haklara tecavüz nedeniyle açılacak tazminat davasında Borçlar Kanunu'nun haksız eylemlere ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Davalılardan limited şirket, davacı tarafın 1 yıllık hukuk ve 5 yıllık ceza zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açtığını savunarak davanın reddini istemiştir. Bu nedenle davalı şirket vekilinin zamanaşımı savunması üzerinde durularak bu konuda bir karar verilmesi, zamanaşımının dolmadığının kabul edilmesi halinde işin esasına girilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce görülerek verilen 11.11.1999 tarih ve 1997/744 - 1999/481 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı şirket vekili tarafından istenmiş dava konusu meblağ 200.000.000 TL'nin altında bulunduğundan HUMK'nın 3156 sayılı kanunla değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi Salih Çelik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü;
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait "Tunne" ve "şiir sıcağı" adlı şiirlerin davalılardan H... tarafından izinsiz olarak diğer yapımcı davalı limited şirket tarafından hazırlanan ve çoğaltılan kasetlere okunduğunu, eserin değiştirilip tahrif edilmiş şekli ile yayınlandığını ileri sürerek 100 milyon TL manevi şimdilik 10 milyon TL mali haklara ilişkin tazminatın olay tarihinden itibaren faiziyle tahsilini, yayının durdurulmasını, kasetlerin toplatılmasını kararın gazete ve TV den ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacının Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 1994/304 esas sayılı dosyasına açtığı ve açılmamış sayılma kararı ile sonuçlanan davanın dilekçesinden ve eklerinden haksız fiili 1993 yılında öğrendiği anlaşıldığından 1 yıllık, hukuk bondrol alma tarihi olan 1990 yılı itibariyle de 5 yıllık ceza zamanaşımı sürelerinin doğduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının iki adet şiirinin izinsiz olarak davalılarca okunup, piyasaya sürüldüğü, FSEK'nın 68. maddesi gözetilerek davacının her bir şiiri için ayrı ayrı telif sözleşmesi yapsa idi şiir başına 20 milyon TL alabileceği 70/1 maddesi gözetilerek de 50 milyon TL manevi tazminat takdir edildiği, bilirkişilerin takdir ettikleri 150 milyon manevi tazminat miktarına itibar edilmediği, haksız fiil tarihi kesin olarak saptanamadığından ve davalı şirket davacının ihtarına 03.01.1994 tarihinde yanıt verdiğinden bu tarihin haksız eylem tarihi olarak kabulünün gerektiği, davacının davalı H... hakkındaki davayı atiye terk ettiği gerekçeleriyle bu davalı yönüyle karar vermeye yer olmadığına, diğer davalı yönünden davanın kısmen kabulü ile taleple bağlı kalınarak ve fazlaya ait hakları saklı tutularak 10 milyon TL maddi 50 milyon TL manevi olmak üzere toplam 60 milyon TL tazminatın 03.01.1994 tarihinden itibaren faiziyle tahsiline, kasetlerin toplatılmasına, kararın gazetede ilanına karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacı eser sahibinin 5846 sayılı FSEK'nın 68 ve maddelerine göre mali ve manevi haklarının ihlal edildiği iddiasıyla açtığı tazminat davasıdır.
FSEK'nın 70/2 maddesinin haksız eylemlere yaptığı atıf nedeniyle mali haklara tecavüz nedeniyle açılacak tazminat davasında Borçlar Kanunu'nun haksız eylemlere ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu nedenle, BK'nın 60. maddesinde yazılı hukuk ve ceza zamanaşımı süreleri bu tür davalarda uygulama yeri bulacaktır.
Davalılardan limited şirket vekili, süresi içerisinde verdiği yanıt dilekçesinde, davacı tarafın 1 yıllık hukuk ve 5 yıllık ceza zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Bu nedenle öncelikle bu savunma üzerinde durulmak gerekmektedir.
O halde mahkemece, davalı şirket vekilinin zamanaşımı savunması üzerinde durularak bu konuda olumsuz bir karar verilmek, zamanaşımının dolmadığının kabul edilmesi halinde işin esasına girilmek gerekirken, herhangi bir tartışma ve gerekçe ortaya konmadan, bu savunma gözardı edilerek doğrudan işin esasına girilerek yargılamanın sonuçlandırılması bozmayı gerektirmiştir.
2- Yukarıda gösterilen bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin esasa ilişkin olan temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı limited şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu şirket yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harçların istekleri halinde temyiz edenlere iadesine 15.06.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.