Paylaşımınız için teşekkürler...
Ortaokuldayken bildiğimiz bir masalı, uyarlayarak yeniden yazacaktık. Ben "Kibritçi Kız" ı seçmiştim. Masalı yazarken de, sınıfta okurken de, ödülü alırken de hüzün yakamı bırakmamıştı. (Ortaokul çocuğunda hüzün ne arıyorsa artık

Hep Kemalettin Tuğcu yüzündendi bence bunlar, hep söylerim

)
Sonraları kendi kendime demiştim ki, paylaşıldığında güzel olan ama yararı olmayan bu duygu, yaşamın ayrılmaz bir parçası mıydı, yoksa onu bizler mi yaratıyorduk?
Öykünüzü çok beğendim, ama hüznü hiç beğenmedim
Saygılarımla...