11-05-2007, 01:59
|
#12
|
|
Ayşe Hanıma kesinlikle katılmıyorum. Kıyafetin bir "imaj" meselesi ve yoğunlukla avukatlık mesleğinin itibarı ölçütü olarak kabulü meseleyi çok basite indirgemek olmaz mı?
En nihayetinde, önüne çıkılan yer sıradan bir yer değil. Mahkemeler Türk Milleti adına karar veriyorlar. Bunun imajdan ve itibardan çok önce düşünülmesi gereken bir gerçek olduğunu düşünüyorum.
Zafer Bey de Yargıtay'ın en yüksek yargı mercii olduğundan bahisle kıyafete dikkat edilmesi gerektiğini belirtmiş. Yargı yerleri arasında bu şekildeki bir ayrım belki bizim dışımızdakiler için makul görülebilir. Ama herhangi bir İcra Mahkemesi ile Yargıtay arasında, bir avukatın, ayrım yapmaması daha doğru değil mi?
Çoğumuz gibi ben de memnun değilim adalet sisteminden. Ama eksiklikler ve yanlışlıklar, mahkemelere saygı duyulmasını ve bu saygının gösterilmesini engellememeli. Zira saygı duyulan şey bağımsızlığın ta kendisi aslında. Bağımsız mahkemeler olmalı ve onlara saygı duyulmalı.
Hakimin tavrına gelince... Ya hakimler hiç umursamasaydı avukatları? Yani bir önemi olmasaydı ya nasıl giyindiğimizin; her avukat dilediği gibi (abartmamak kaydıyla dahi olsa) giyinebilseydi? Savcıların kürsüden inmesini, hakimin bağımsızlığını, tarafsızlığını... hangi duruşla talep edebilecektik o zaman?
Saygılarımla...
|