Sayın Y.Kurban,
|
|
|
|
Suçun azaltılması ve suçlunun aynı suçu işlememesi için gerekli önlemlerin alınması, ıslah amacıyla doğrudan ilgilidir. Şahsı ıslah edemediğiniz takdirde bunların da bir önemi kalmaz. Hatta, suç mağdurunun manevi tatmini de tam olarak sağlanmamış olur.
Pankartlı teşhir örneğine fazla takılmamak gerektiği şeklindeki öneriniz bende bir meslektaşınız olarak hayal kırıklığı yarattı. Salt bir örnek olarak verilmişse, kötü bir örnek olmuş.
|
|
 |
|
 |
|
Elbette bunlar kişisel görüşler.. Sizin görüşünüz bu örneğin kötü bir örnek olduğu ise, benim görüşüm de bu örneğin iyi bir örnek olabileceği olabilir. Keza siz benim ifadelerimin sizde hayalkırıklığı yarattığını ifade ederseniz, benim de sizin ifadelerinizle ilgili aynı yorumu yapma hakkını bana vermiş olursunuz.
Bence kimsenin hayalkırıklığına uğramasına ve birbirini suçlamasına gerek yok. Ben Türk Serbest Denetim sisteminde verilen cezaların yeterli olmadığı ve Amerikan sisteminin verdiği cezaların daha doğru olduğu görüşündeyim, izniniz olursa bu görüşümü de halen savunmak ve ifade etmek istiyorum. Siz de farklı görüşte olabilir ve bunu ifade edebilirsiniz elbette. Ancak karşınızdaki görüşün sizde hayalkırıklığı yarattığını veya linç kültürünün bir uzantısı olduğu gibi ifadeler kullanırsanız bu ifadelerinize gelecek eleştirilere de katlanmak durumunda kalabilirsiniz. Üstelik de anket sonucuna bakarsak bu ifadeleriniz sadece beni değil, bu sitenin üyelerinin %85,1'ini ve dahi Amerikan Hukukçularının tamamına yakınını bağlıyor.
Bir kişinin pankart taşımak suretiyle teşhir edilmesi bir ceza yöntemidir. Tıpkı, bir sınıfta yaramazlık yapan öğrencinin isminin tahtaya yazılması veya vergi borcunu öde(ye)meyenlerin vergi yüzsüzleri diye Maliye Bakanlığı web sayfasında isimlerinin yayınlanması gibi. Eğer siz bunu "linç kültürünün" uzantısı olarak nitelendirirseniz, o zaman ben de bir kişinin hapse atılmak suretiyle en temel "insan hakkı" olan özgürlüğünün kısıtlanmasını da linç kültürünün bir başka uzantısı ve dahi insan haklarına aykırı olduğu iddiasında bulunabilirim. Peki ne yapalım bu durumda, hapis cezalarını da kaldıralım mı? Keza cezanın amacı suçlunun ıslahı ise, o zaman müebbet hapis veya ağırlaştırılmış müebbet hapis gibi cezaların da toptan kaldırılması gerekir, zira ölünceye kadar hapiste tuttuğunuz bir kişiyi islah etme gayenizin olmadığı sadece toplumu o kişiden korumaya çalıştığınız çok açıktır. O kişi zaten hapiste öleceğine göre topluma kazandırılmasının da bu teoriye göre bir mantığı olamaz.
Gördüğünüz gibi ceza hukunda cezanın metoduna ilişkin görüşler ve yorumlar kişilere göre değişir. Bize düşen birbirimizin yorumuna saygı göstermekten ibaret bence..
