Mesajı Okuyun
Old 24-04-2007, 09:55   #7
Sinerji Hukuk Yazılımları

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşımız; bir Yargıtay kararıyla katkıda bulunmak istedik. İyi çalışmalar...

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/5370
Karar: 2004/14142
Karar Tarihi: 13.12.2004

ÖZET: Gayri resmi evliliğin gerçekleştiği sırada reşit ve mümeyyiz olan, bu şekilde evlenmeyi kendi iradesiyle kabul eden davacının, daha sonra resmi nikahın gerçekleşmemesine dayanarak davalıdan manevi tazminat talebinde bulunma hakkı yoktur. Ancak davalının, davacıdan alıp kendi ihtiyaçları için kullandığı eşyaların iadesi gerekir. Hüküm ile birlikte karara bağlanması gereken yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. Avukatlık kanunun 164/son maddesi (karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı) ve bu kanuna dayanarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler (yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti) HUMK'un davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Açıklanan nedenlerle dava sonunda hüküm ile birlikte, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.

(1086 S. K. m. 417, 423) (1136 S. K. m. 164) ( YİBK 29.5.1957 T. 1957/4 E. 1957/16 K.)

Davacı S. E. vekili Avukat M. G. tarafından, davalılar S. B. ve diğerleri aleyhine 16/4/2003 gününde verilen dilekçe ile eşya iadesi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/12/2003 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; dava, manevi tazminat ve eşya alacağına ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat istemi kısmen kabul edilirken, eşya alacağına ilişkin istem reddedilmiştir.

Davalılar, yargılama sırasında verdikleri beyanlarında; davacının isteği ile sadece dört burma bileziğin alıp araç almak için bozdurduklarını kabul etmişlerdir. Yine, davalı tanıklarından S.; dört bileziğin davalılara yardım için verildiğini, diğer davalı tanığı E. ise; dört bileziğin davalılarca alındığını doğrulamışlardır. Şu durumda, davalıların, davacıya ait dört burma bileziği alarak kendi ihtiyaçları için bozdurup harcadıkları sabit olduğundan bu bilezikler yönünden davanın kabulü gerekirken, tüm maddi istemin reddedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

3- Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, gayri resmi evliliğin gerçekleştiği 2000 yılında reşit ve mümeyyizdir. Resmi nikah olmaksızın kendi iradesi ile evlenmeyi kabul etmiştir. Bu nedenle daha sonra resmi nikah gerçekleşmedi diye manevi tazminat isteyemez. Manevi tazminat isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

4- Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince; Yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. Yargılama giderleri de hükmün sonuçlarına göre yanların sorumlulukları ile ilgili bulunduğundan, .hüküm ile bir1ikte karara bağlanması gerekir. (29.5.1957 tarih ve 4/16 sayılı İBK.). Bu bağlamda, yargılama giderleri, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ve vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. (HUMK.m.417/1, m. 423/b.6).

Diğer yandan, 4667 sayılı Yasanın 77. maddesi ile değiştirilen 1136 sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesindeki düzenlemede; dava sonunda, karar ile tarifeye dayalı olarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücretinin avukata ait olacağı belirtildiği gibi; bu hükme koşut bir düzenleme de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde "yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletilecek vekalet ücreti" biçiminde yer almıştır.

Yukarıda açıklandığı üzere gerek Avukatlık Yasası ve gerekse de yasaya dayalı olarak hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer alan düzenlemeler; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun, davanın taraflarına ve hükmün kimlere yönelik olarak kurulacağına ilişkin hükümlerini kaldırıcı veya değiştirici nitelikte değildir. Aksine, hükmün ve ayrıntısı niteliğindeki yargılama giderlerinin ve bu bağlamda vekalet ücretinin- davanın tarafları hakkında kurulması gerekir. Avukatlık Yasası'ndaki, "vekalet ücreti avukata aittir" biçimindeki düzenleme hükmü kuran mahkemeye değil, vekil ile vekil edene yönelik bir kuraldır. Bu yorum ve varılan sonuç aynı maddedeki "bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez" biçimindeki düzenleme ile de doğrulanmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, taraf sıfatı bulunmayan vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacı yararına, (3) nolu bentte gösterilen nedenle davalılar yararına, (4) nolu bentte gösterilen nedenle taraflar yararına BOZULMASINA; tarafların diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve temyiz eden taraflardan peşin alınan harçların istekleri halinde geri verilmesine 13/12/2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************