Mesajı Okuyun
Old 23-04-2007, 17:09   #3
Ahmet Turan

 
Varsayılan

Davacı, SSK'dan emekli olmaya hak kazandığının ve emekliliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.

Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Dava, Limited Şirket ortaklığı nedeniyle 01.10.1972 tarihinde başlayan Bağ-Kur zorunlu sigortalılığının SSK zorunlu sigortalısı olarak çalışmaya başladığı 26.03.1985 tarihinde sona erdiğinin, bu tarihten sonraki SSK zorunlu sigortalılığının geçerli olduğunun ve SSK'dan yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile davalı Kurumların aksi yöndeki işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece davacının 01.10.1972-31.10.1984 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı, 01.11.1984-30.06.1987, 01.12.1990-31.03.1991 tarihleri arasında SSK zorunlu sigortalısı olduğunun kabulüyle 2829 sayılı Ya-sa'nın 8. maddesi gereğince son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan Kurum SSK olmadığından davacıya SSK tarafından yaşlılık aylığı bağlanması mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Yasa sistemimize göre aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmak mümkün değildir. Bir kimsenin SSK kapsamına girebilmesi için hizmet akdine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasa'nın 3. maddesi (1/F) bendinde kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların, (K) bendinde herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların sigortalı sayılmayacakları belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasa'nın 24/I-II maddesinde de bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Sonuç olarak çifte sigortalılık mümkün olmayıp önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanındığı ortadadır. Yargıtay HGK'nun 2001/21-627 Esas, 2001/659 Karar sayılı 03.10.2001 günlü kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir.

Yapılan incelemede davacının 01.03.1945-30.06.1952 tarihleri arasında fasılalı olarak 7 yıl 3 ay T.C.Emekli Sandığı iştirakçisi, 01.05.1953-30.04.1955, 01.03.1956-30.04.1956, 01.08.1979-01.11.1979, 01.11.1984-30.06.1987, 01.12.1990-31.03.1991 tarihleri arasında SSK zorunlu sigortalısı olduğu, limited şirket kurucu ortağı olduğundan 01.10.1972 tarihi itibariyle Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olarak tescil edildiği anlaşılmaktadır. 01.10.1972 tarihinde Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olarak tescil edildiğinde 506 sayılı Yasaya tabi bir çalışması olmadığından önceden başlayan sigortalılığı Bağ-Kur zorunlu sigortalılık olup 1479 sayılı Yasa'nın 25. maddesinin (d) bendinde; şirketlerle ilgisi kalmayanların çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği tarihten itibaren sigortalılıklarının sona ereceği bildirildiğinden mahkemece davacının ortağı olduğu beş limited şirketin hangi tarihlerde münfesih oldukları konusunda yeterli açıklıkta bir araştırma yapılmadığından Bağ-Kur zorunlu sigortalılığının hangi tarihte son bulduğu tespit edilememektedir.

Yapılacak iş; bu beş şirketin münfesih oldukları tarihler tek tek tespit edilerek çıkacak sonuca göre davacının Bağ-Kur zorunlu sigortalılığının sona erme tarihini terpit etmek, Bağ-Kur zorunlu sigortalısı olduğu dönemde çakışan SSK zorunlu sigortalılığının iptaline ilişkin SSK işlemi doğru olacağından 2829 sayılı Yasanın 8. maddesine göre SSK'na tabi sigortalılık süresini belirleyerek sonuca varmaktır.

Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu baskın çalışma araştırması yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
21. Hukuk Dairesi 2005/7594 E, 2006/147 K.

Çifte sigortalılık ve sigorta çakışmalarında genel ilke baskın ve gerçek ve fiili çalışmadır. Sigortalılığa bu çalışmalar ve buna ilişkin dönemler esas alınır. Tanıklarınzı bu yönde dinletin.