22-04-2007, 21:44
			
							
		 | 
		
			 
            #164
		 | 
	
	| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		Yasadıklarımdan öğrendiğim bir şey var 
Yaşadın mı,yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi 
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten 
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği 
.................. 
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne 
Denize saatlerce bakabilir,bir kuşa,bir çoçuğa 
Yaşamak yeryüzünde,onunla karışmaktır 
Kopmaz kökler salmaktır oraya 
.................. 
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını 
Kavgaya tüm kaslarınla,gövdenle,tutkunla girecesin 
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara 
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin 
................... 
İnsan bütün güzel mizikleri dinlemeli alabildiğine 
Hem de tüm benliği seslerle,ezgilerle dolarcasına 
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın 
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına 
.................... 
Uzak ülkeler çekmeli seni,tanımadığın insanlar 
Bütün kitapları okumak,bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın 
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu 
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın 
.................... 
Ve kederi de yaşamalısın,namusluca,bütün benliğinle 
Çünkü acılar da,sevinçler gibi olğunlaştırır insanı 
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına 
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı 
..................... 
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var 
Yaşadıdın mı büyük yaşayacaksın,ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına 
Çünkü ömür dediğimiz şey,hayata sunulmuş bir armağandır 
Ve hayat,sunulmuş bir armağandır insana 
  
  
                   Ataol Behramoğlu 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |