22-04-2007, 18:04
|
#12
|
|
|
|
|
|
“...Olay günü Taşova’dan tabancalı olarak Bornova ilçesinde Arife’nin çalıştığı pastaneye gelen sanık, eşine iki el ateş edip vurduğu esnada yaptığı müteakip atışlarda Arife’yi korumak ve sanığa engel olmak için araya giren maktul Mustafa’yı da tek mermi isabetiyle öldürmüştür...” YCGK. 04.02.1997-1/300-4
|
|
|
|
|
|
Bu soruya ilişkin olarak çeşitli olasılıkları göz önüne alırsak:
1. Arife’yi korumak isteyen kişinin, kurşunların önüne atlayarak, Arife’ye kurşun isabet etmemesini amaçladığını farz edelim:
1’. Failin, Arife’yi hedef alarak silahını ardı ardına ateşlediği sırada Arife’yi korumak isteyen kişinin bir anda kurşunların önüne atlaması fail tarafından öngörülebilir bir davranış değildir. Bu bakımdan ilgili olayın bu şekilde tezahür etmesi halinde, failin cezai sorumluluğunu; Arife yönünden kasten adam öldürmeye teşebbüs, Mustafa yönünden taksirle adam öldürme olarak tayin etmek gerekir.
2. Arife’yi korumak isteyen kişinin, doğrudan kurşunların önüne atlamak yerine faile müdahalede bulunmaya çalıştığını farz edersek:
2’. Failin, Arife’yi hedef alarak silahını ardı ardına ateşlediği sırada Arife’nin yakınında bulunanların, failin davranışını engellemeye çalışacakları ve bu engellemenin akabinde birilerini yaralayacağı yahut öldüreceği fail tarafından öngörülebilirdir. Bu noktada ise sorun; failin öngördüğü sonuca rıza gösterip, tahammül ettiği mi yoksa yeteneğine güvenerek yalnızca hedeflediği kişiyi öldüreceğine olan inanca mı sahip olduğudur. Kanımca söz konusu olayda fail, öngördüğü sonuca tahammül etmiş, rıza göstermiştir.
Rıza göstermiştir; çünkü faillin, öldürmeyi hedeflediği kişiyi pastane dışarısında da öldürme imkânı pekâlâ mevcuttur.
Bu imkâna sahip olmasına rağmen, maktüleyi pastane içerisinde silahla vurma eyleminde failin sorumluluğunu, Arife yönünden kasten adam öldürmeye teşebbüs, Mustafa yönünden olası kast ile adam öldürme cihetinde tayin etmek isabetli olacaktır.
|
|
|
|
Bir kişiyi öldürmek için ateşlenen silahtan çıkan kurşun, mağdura isabet etmeden duvara çarpması nedeniyle sekerek bir başkasının ölümüne veya yaralanmasına sebep olur. Bu durumda, hedeflenen kişi açısından kasten öldürme suçu teşebbüs aşamasında kalır ancak sekme sonusunda ölümüne veya yaralanmasına neden olunan kişi açısından ise taksirle öldürme veya taksirle yaralama suçu oluşmuş olur
|
|
|
|
|
|
Kanımca bu sorudaki çevresel koşullara ilişkin olarak verilen bilgiler yeterli değildir; ancak verilen bilgiler çerçevesinde soruyu çözmeye çalışırsak: “Fail, öldürmeyi hedeflediği kişiye doğru hedef alırken, silahından çıkan kurşunun duvara çarpıp duvardan sekerek çevredeki kişilere zarar verebileceğini öngörebilir miydi? Bu noktada iki olasılığa göre cezai sorumluluğun tespiti değişebilecektir:
1. Failin silahını ateşlediği mekân dar bir oda mahiyetinde ve içerisi kalabalık ise, fail, mağdur yerine duvara gelen kurşunun sekerek içeridekilere gelebileceğini öngörmüş ve fakat maharetine, yeteneğine güvenerek silahını ateşlemiş derdim. Bu durumda failin sorumluluğunu, öldürmeyi hedeflediği kişi bakımından kasten adam öldürmeye teşebbüs, yaraladığı yahut öldürdüğü diğer kişi bakımından ise, bilinçli taksirle yaralama yahut öldürme cihetinde tayin etmek gerekecektir.
2. Failin silahını ateşlediği mekân, geniş ve tenha bir mekân niteliğinde ise fail, öldürmeyi hedeflediği kişi bakımından kasten adam öldürmeye teşebbüsten, yaraladığı yahut öldürdüğü diğer kişi bakımından ise taksirle yaralama yahut öldürmeden sorumludur.
|
|
|
|
Olayın geçtiği düğün evindeki oda fazla geniş değildir: içeride 15-16 kişilik bir topluluk bulunmaktadır. Maktül ile beraber 5-6 kişi de odanın içinde ve pencerenin önünde yerden 40cm kadar yükseklikteki seki üzerinde oturmaktadır. Sanık oturduğu yerden pencere istikametine doğru en az üç el ateş etmiş ve orada oturanlardan A başından aldığı isabetle ölmüştür. Belirtilen şekilde yapılan atış sonucu objektif olarak ölüm neticesinin meydana gelebileceği doğal görüldüğünden sanığın sorumluluğu olası kasta dayanan bir sorumluluktur...
|
|
|
|
|
|
Yukarıda yer alan soruyu incelersek:“Failin silahını ateşlediği mekân çok da geniş olmayan bir odadır. Bu oda, kalabalık bir grubun da bulunduğu bir odadır. Odada yer alan pencerenin önünde 40 cm yüksekliğinde bir seki vardır. Bu sekinin üzerinde 5-6 kişi yan yana bulunmaktadır. Fail, bu kişilerin önünde oturduğu pencereye doğru silahını hizalamış ve en az üç defa ateş etmiştir. Bu ateşlemenin neticesinde, sekide oturanlardan “A” başına gelen kurşun dolayısıyla ölmüştür. Söz konusu hadisede ilgili odanın dar olmasına ve sekide oturanların varlığına rağmen pencere hizasına doğru ateş eden fail, pencere önünde oturan kişilerden birisini öldüreceğini öngörmüş ve bu öngörüsüne rağmen gerçekleşebilecek olumsuz neticeye katlanmış, tahammül göstermiştir. Şu halde maktül A’nın ölmüş olduğu hadisede fail X’in sorumluluğunu olası kasttan tayin etmek gerekecektir.
Saygılarımla.
|