Mesajı Okuyun
Old 17-04-2007, 21:00   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Devlet tacir değildir. Fakat devletin kamu gücüne dayalı faaliyetleri olduğu gibi , ticari alanda da faaliyetleri bulunmaktadır. Özel hukuk hukuk ilişkilerinde devletin sözleşme tarafı kişi ile bir ayrıcalığı söz konusu olamaz. Taraflar arasında sözleşme bulunmaktadır. Davacının iddiası ticari işletme , aktif ve pasifi ile ilgilidir. Davacı yönünden iş ticari iştir. TTK.nun 21/2 md. sine göre taraflardan yalnız biri içinticari iş mahiyetindeki sözleşmeler diğeri için de ticari iş sayılır.

Bu durumda olayda avans faizi esasına kayıtlı ticari temerrüt faizinin uygulanması gerektiğini düşünüyorum.

Saygılarımla.

Not: Aşağıdaki kararda geçen reeskont faizi sözlerinin bugünkü uygulaması ile avans faizi esasına kayıtlı ticari temerrüt faizi şeklinde kabul edilmelidir.

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/6189
K. 2001/9087
T. 19.11.2001

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 15.11.2000 tarih ve 1999/476 – 2000/482 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı hazine vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ahmet Susoy tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde taşıma rizikolarına karşı sigortalı emtianın, davalıların sorumluluğunda bulunduğu esnada eksikliğe uğradığını ve hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini ileri sürerek, (1.644.132.000) TL. hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont oranında temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, 1615 Sayılı Gümrük Kanunu'nun 51. maddesi gereğince Esenboğa Gümrüğü Ambar ve Sundurmalarının İşletmeciliği'nin Tasiş'in tekelinde bulunduğundan Gümrük Müsteşarlığı aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, kaldı ki olayda Tasiş'inde kusurunun bulunmadığını, eşyanın işletmece dış görünümleri veya ambalaİları itibarıyla teslim alınıp, teslim edildiğini, eşyanın muhteviyatından veya ağırlığından işletmenin sorumlu bulunmadığını, kolinin teslim alındığı şekliyle teslim edildiğıni bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve itibar edilen bilirkişi raporuna nazaran, 1615 S.K.nun 51. maddesi gereğince Esenboğa Gümrüğü Ambar ve Sundurmalarının İşletmeciliği'nin (Tasiş) Maliye Bakanlığı tekelinde olduğu, gümrük idaresinin sadece eşyanın muhteviyatının tesbiti ile görevli bulunduğu, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı'na bu dava nedeniyle husumet düşmeyeceği, davaya konu emtianın sigortalı tarafından TASİŞ'e teslim edildiği, terminal ve tesis hizmetleri tarifesinin 1.3.5. maddesi uyarınca malın dış görünümler ve ambalaİları
İtibariyla alındığı,eşyanın hasarlı olması halinde teslim sırasında rezerve tutanağı düzenleneceği, oysa böyle bir tutanağın tutulmadığı, zararın TASİŞ'in sorumluluğu altında iken meydana geldiği gerekçeleriyle, T.C. Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı aleyhine yöneltilen davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalı hakkındaki davanın kabulü ile (1.644.132.000) TL.nın reeskont faiziyle birlikte TASİŞ'e izafeten Maliye Bakanlığı'ndan (Hazine) tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı hazine vekilince temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mümeyyiz davalının yapmış olduğu işin ticari olduğu gözetilerek 3095 Sayılı Yasanın 2/3. maddesi gereğince reeskont faizine hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 19.11.2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (KAZANCI)