Mesajı Okuyun
Old 13-04-2007, 16:57   #9
cesur_yürek

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şule Pınar Narin
Merhaba.Aranıza yeni katıldım ve karşılıklı olarak mesleki birikimlerimizden yararlanacağımızı umud ediyorum.Traji komik bir hukuk olayıyla karşı karşıyayım.Müvekkilim hakkında kendisine çok benzeyen bir kişinin işlediği ünvan gaspı ve dolandırıcılık suçlarından ötürü yaklaşık iki yıldır birçok bölgede yakalama kararları çıktı ve tümünden aklandı.Yakalama kararlarının çıkmasına sebep ise müvekkilimin daha evvel (1995 yılı )Polis kayıtlarında olan resminden yapılan teşhisler.Ancak yeni resimleri üzerinden yapılan veya canlı yapılan teşhislerde suçu işleyen kişi olmadığı anlaşıldığından yakalama kararları kalkmıştır.Hal böyle iken; yine bir ilçede aynı suç işlendi ve yine müvekkil aleyhine yakalama kararı çıktı.Fakat bu kez müvekkil bu konudan defalarca yargı makamları önüne çıkmaktan ve emniyetin baskıları yüzünden teşhise gelmek istemedi.Ben de daha evvel bu konuyla ilgili lehe birçok delil olması ve ortada büyük bir yanlışlık olduğu da aşikar olması nedeniyle sürekli savcılık aşamasında yakalamanın kaldırılması talebinde bulundum ancak netice vermedi.Bu arada Asliye Ceza Mahkemesinde davası açıldı.Geçen hafta yanılgıya düştüler.Mahkeme'den yakalamanın kaldırılmasını talep ettimse deduruşmada (müvekkil yok ) üç tanığa müvekkilin resimlerini ve farklı iki kişi(ki bunlarda aynı tip suçu işleyen şahıslar)'nin resimlerini gösterdiğimde teşhiste kaldırmadılar.Bu konudaki yorumlarınızı bekliyorum.Teşekkür ederim.

Öncelikle teşhis yasa ile düzenlenmemiştir ve teşhis yapıldığı takdirde Anayasa'nın 13. maddesine aykırılık teşkil eder.Zira teşhis kendi içinde çok hata taşır.Tanığın,mağdurun ; faili teşhisi doğru değildir.Ayrıca şüphelinin ifadesi alınmadan dava açılabilir mi açılamaz mı konusu da tartışmalı bir konudur ama yargıtay açılabilir diyor.