Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi 5304 sayılı kanunla değiştirilmiş olup artık "vasıf ve mülkiyet değişikliği de gerektiren" düzeltmeler yapılabilecektir. Haksızlığın sonunda farkına varılması güzel olmuş.
İzninizle yukarıdaki hatalı mesajımı sildim. (Kullandığım programa değişiklik işlenmemiş!

)
(
KanunTertip: 5
Resmi Gazete Tarihi: 03.03.2005
Sayısı: 25744)
Hataların düzeltilmesi: (1)
Madde 41 – (Değişik birinci fıkra:22/2/2005 – 5304/9 md.) Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir. (2)
(Değişik :22/2/2005 – 5304/9 md.) Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle kesinleşmiş olan taşınmazlarda, değişiklik işlemleri sırasında ortaya çıkan yüzölçümü farklılıklarından, kadastronun dayandığı teknik kurallarda belirtilen hata sınırları içinde kalanların re’sen düzeltilmesine kadastro müdürlükleri yetkilidir. (2)
Bu maddenin uygulanmasında, 12 nci maddede belirtilen hak düşürücü süre aranmaz.
1) Bu madde başlığı "Teknik hataların düzeltilmesi:“ iken, 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
(2) 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde " … birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.” hükmü yer almaktadır, ancak değiştirilen birinci fıkra iki ayrı fıkra olarak düzenlenmiştir.
Bu metne uygun bir karar:
T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ 14
Esas No.
2005/997
Karar No.
2005/1831
Tarihi
14.03.2005
Diğer hak sahiplerinin de davada taraf gösterileceği zorunlu bulunduğuna göre, paftasına göre 166 parselin kuzeyinde yer alan tapulama harici belge bulunması nedeniyle, Hazine ve köy tüzelkişiliğinin de davada yer alması gerekir.
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.6.2004 gününde verilen dilekçe ile tapuda yüzölçümü düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.10.2004 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, kadastro yolu ile adına yazılan 166 parsel numaralı taşınmazın ölçü krokisindeki mesahasının 7111 m2 olmasına rağmen teknik bir hata sonucu paftasına 5400 m2 gelecek şekilde işlendiğini bildirerek yerinde yapılacak keşifle çapının ölçü krokisine uygun biçimde düzeltilmesini istemiştir. Davasını açarken husumeti Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'ne yöneltmiştir.
Mahkemece, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesine dayanılarak açılan davalarda Kadastro Müdürlüğünün hasım gösterilemiyeceği hükme dayanak yapılarak dava reddedilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesine dayanılarak açılacak davalarda hasım Kadastro Müdürlüğüdür. Dava dilekçesinde yerel Kadastro Müdürlüğü yerine Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi, temsilde yanılgıyı gösterir. Yerel Kadastro Müdürlüğü Genel Müdürlüğün bir alt kuruluşu olmakla bu birimin yöntemine uygun biçimde davadan haberdar edilmesi husumetteki yanılgıyı gidermeye yeterlidir. Eldeki davada 20.10.2004 günlü oturuma Hazine vekilinin katıldığı anlaşılmaktadır. 3533 sayılı Yasa hükümlerine göre Hazine vekilleri yerel kamu idarelerini vekil sıfatı ile davada temsil edebildiklerine göre Yerel Kadastro Müdürlüğünün 20.10.2004 tarihli oturum itibariyle davada yer aldığını kabul etmek gerekir. Açıklanan nedenle husumet yanılgısına dayalı mahkeme gerekçesi yerinde değildir. Hüküm verildikten sonra dava temyiz aşamasında iken 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi 3.3.2005 ve 5304 sayılı Yasa ile değiştirilerek eski metin içinde bulunan "vasıf ve mülkiyet değişikliği dışında kalan" sözcükleri birinci fıkra metninden çıkarılmış, bunların yerine "ölçü ve sınırlandırma" sözcükleri konulmak suretiyle maddenin birinci fıkrası yeniden şekillendirilmiştir. Yasadaki bu değişiklik kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanacağından uyuşmazlığın çözümünde maddenin yeni metni de gözönünde tutulmalıdır.
41. maddenin 1. fıkrası hükmü gereğince diğer hak sahiplerinin de davada taraf gösterileceği zorunlu bulunduğuna göre somut olayda paftasına göre 166 parselin kuzeyinde yer alan tapulama harici belge bulunması nedeniyle Hazine ve A. köyü tüzelkişiliğinin de davada yer alması gerekir.