Dün, 16:23
|
#2
|
|
|
Meslektaşım,
Öncelikle sözleşmedeki "müşterileriyle ... görüşmeyeceği ..." ifadesinin temel haklara aykırı olduğu kanaatindeyim.
1- Aşkın zarardan söz edebilmek için işçinin faaliyeti nedeniyle mahrum kalınan bir zarar mevcut olmalı. Örneğin pazarda yüzde 40 hakimiyeti bulunan işverenin, işçinin faaliyeti sonucu pazar payını kaybetmesi halinde (nedensellik bağı da kurulabilmeli) zarardan söz edilebilir. Ancak sözleşmede "işyerinin müşterileriyle iş yapmayacağı" denmiş ve sınır konulmuş. İşçi de bu şarta uymuş anlaşılan. Zarardan söz etmek mümkün gözükmüyor.
2- Rekabet yasağında, işverenin zarara uğraması gerekir. Müşterilerini kaybetmeyen ya da yeni müşteri edinmekte(sözleşme eski müşteri kapsıyor) sorun yaşamayan işverenin zarara uğradığından bahsetmek mümkün değil.
3- Tespit de olabilir, eda davası da. Doğru olan eda davası açıp tazminat talep etmektir. Mahkeme ya da dava varlığı süreyi uzatamaz. 2 yıl geçince sorumluluk sona erer.
4- Cezai şart ödenirse ve aşkın zarar iddiası olmazsa, işverenin dava açmakta hukuki yararı kalmaz ve açacağı dava reddedilir. Dolayısıyla HMK m.329 bile gündeme gelebilir.
|