Mesajı Okuyun
Old Dün, 13:29   #10
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

GÜNCELEME

08.12.2006 tarihli ilk cevabımda Yargıtay 6. HD.si kararına dayalı olarak “ Önalım davasında davacının paydaşlığını yargılama süresince koruması gerektiğini, davacının davanın açılmasından sonra herhangi bir şekilde payını yitirirmesi halinde önalım hakkının da kaybedeceğinden davasının red edileceğini” yazmıştım.

Aradan geçen süreçte bugüne kadar vardığım bu sonuçta herhangi bir değişiklik oluşmamıştır. Yargıtay 6,14 ve 7 HD. ile HGK’nun çeşitli tarihlerde verilen kararlarında aynı hukuki ilke tekrarlanmıştır. Güncel olarak bu gibi davalara bakmakla görevlendirilen 7. HD sinin yakın tarihli aşağıdaki kararı yargıtay’ın sürekli uygulamasına örnek olarak gösterilebilir.

Böylece Yargıtayın birbirini doğrulayan ve tamamlayan kararlarına göre;” önalım hakkı, paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mevcuttur. Yargılamanın devamı süresinde davacının paydaşlığını koruması zorunludur. Davacı davanın açılmasından sonra herhangi bir şekilde payını yitirirse davacının paydaşlığından söz edilemeyeceğinden ön alım hakkının da kaybedildiğinin kabulü gerekir ve açılan dava bu nedenle ret edilir." Ayrıca paydaşlık durumunun yitirilmesi (sona ermesi,düşmesi) halinde ortada varlığını sürdüren bir hak kalmayacağından , hakkın devri ve davanın satın alan tarafından sürdürülmesi düşünülemez

Diğer yandan 8 numaralı bölümde cevapta gösterilen 14.HD.si kararının ise yukarıda değindiğimiz genel kuralın istisnası olarak da değerlendirilemez. Bu kararda geçen olay sınırdaş tarım arazilerinde önalım hakkının kullanılmasına izin veren 5403 sayılı K.nun 8/İ m.sinin sonraki bir kanunla ortadan kaldırılmasının kazanılmış haklara etkisinin olmayacağı, başka anlatım ile davacının kazanılmış paydaşlığının yitirilmesine sebebiyet vermeyeceği için davasının kabul edilmesinin doğru olduğu vurgulamaktadır.

14.HD.nin kararı kanunların geri yürümezliği olgusuna özgü bir karardır. Bu karardan değindiğimiz ana kural arasında çelişki olduğu ve haciz halinde veya başka nedenlerle paydaşlığın yitirilmesi halinde dava hakkının satın alana geçeceği gibi bir sonuca varılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.

YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ T. 13.1.2025 E. 2024/2008 K. 2025/227

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; ...davacının ise dava tarihi itibariyle dava konusu taşınmazda hissedar olduğu, her ne kadar dava sonuçlanıncaya kadar davacının paydaşlığının korunması gerekli olmasına rağmen davacı tarafından dava açılırken Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/12 satış sayılı dosyasında taşınmazın açık artırmayla satımına dair işlemlerin tedbiren durdurulmasına dair talebinin Mahkemece cebri artırmaya dair satışların tedbir konusu olmaması nedeniyle talebin kısmen reddine karar verildiği, davacının ön alım hakkını kullanma iradesini göstermesi nedeniyle yapılan cebri satımla paydaşlığın kaybedilmesinin dava açma hakkı bakımından hukuka uygun sonuçlar doğurmayacağı, yargı kararlarına göre iradi satım, idarenin toplulaştırma ve imar uygulaması sonrasında paydaşlığın yitirilmesi halinde dava açma ve takip yetkisinin sona erdiğinin kabulü gerektiği, ortaklığın giderilmesi davasında verilen karar sonrasında yapılan satış gereği paydaşlığın yitirilmesinin etkisi konusunda somut bir içtihat olmadığı, davacının dava konusu olan 9/16'lık hisse yerine taşınmazın tamamını açık artırmada satın almamasının tek başına kötü niyetli olarak kabul edilmesini gerektirmeyeceği kanaatine varılarak, davacının depo kararını yerine getirmesinden sonra davanın kabulüyle davalı adına olan tapunun iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeni hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

(...) Ön alım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur….

Ayrıca, ön alım hakkı, paylı mülkiyet ilişkisi devam ettiği sürece mevcuttur. Yargılamanın devamı süresinde davacının paydaşlığını koruması zorunludur. Davacı davanın açılmasından sonra herhangi bir şekilde payını yitirirse davacının paydaşlığından söz edilemeyeceğinden ön alım hakkının da kaybedildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2014/6-356 E - 2016/491 K sayılı ilamı).

Somut olayda her ne kadar davacı, dava açıldığı sırada dava konusu taşınmazda pay sahibi ise de, taşınmazın yargılama devam ederken cebri icra yoluyla satıldığı ve satışın kesinleştiği, davacının dava konusu taşınmazda pay sahipliğinin kalmadığı ve ön alım hakkını yitirdiği anlaşılmıştır.


Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.