Mesajı Okuyun
Old Dün, 19:04   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

1.Yargıtay güncel kararlarında da , kadastro işlemlerinin tapu işlemlerine dahil olduğunu, dolayısı ile yapılan kadastro hatalarından dolayı devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu kabul etmiştir. (Sözünü ettiğiniz karar doğrultusunda 20.HD.16.06.2020 T. 2919/4665 E. 2020/1863 K.ve 5.HD. 01.07.2025 T. 2024/11678 E. 2025/10194 K.) Bu yönden sorulan olayda TMK m.1007'e göre devletin sorumluluğuna gidilebilecektir.

2.Davacının tapulu taşınmazının bedel ödenmeden elinden alınması ile mal varlığında eksilme olacağı dolayısı ile taşınmazı satma, kiralama,ipotek tescili gibi gelirinden yoksun kalacağı ve zarara uğrayacağı tartışmasızdır. Oluşan zarar tapu iptal davasının kesinleşme tarihindeki duruma göre hesaplanacağından sonraki kullanımların davaya engel teşkil etmeyeceğini düşünüyorum.

3.Oluşan güncel içtihata göre TBK m.146'daki 10 yıllık zamanaşımısüresi uygulanacaktır.Bu süre iptal davasının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Yargıtay 20 HD. si bir ara davanın dayanağının kamulaştırmasız el atma olduğunu kabul etmiş ise de, sonradan bu kararından dönerek dayanak olarak TMK m. 1007 olduğunu benimsemiştir.Güncel olarak bu gibi davalara bakan 5.HD.sinin görüşü de aynı doğrultudadır.Dolayısı ile iptal edilen 38 madde sorudaki olayda uygulanacak bir madde değildir.

Bu nedenle, kamulaştırmasız el atma davalarına uygulanacak AYM nin iptal kararı hükümlerinin , TMK m. 1007 ile ilgili bir davada zamanaşımı süresine uygulanmasının mümkün olamayacağı bana göre açıktır ve sorulan olayda zamanaşımı sorunu var gibi gözükmekmektedir.