Dün, 11:51
|
#3
|
|
|
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Öğr. Gör. Dr. Yunus Konbul |
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
Merhabalar,
Bence ilginç bir dava olur. Eğer bir aşama kaydederseniz lütfen buradan bilgilendiriniz.
Sorunuzu açmak adına, müvekkiliniz bugüne kadar tarım yaparak araziyi kullanageldiğine göre, yani taşınmazı zaten kullanmak suretiyle ondan faydalandığına göre, TMK 1007 kapsamında ne tür bir zarar ve tazminat iddiasında bulunacaksınız?
Saygılarımla
|
|
 |
|
 |
|
Ben de satın alma gibi bir durum olmadığı sürece TMK 1007 kapsamında zarar doğmayacağı düşüncesindeydim. Ancak Yargıtay'ın 20. Hukuk Dairesi 2015/14759 E.2016/1309 K. sayılı kararı bu konuda araştırma yapmaya sevk etti. ;''
[i] Mahkemece; TMK’nın 1007. maddesi uyarınca açılan tazminat davasında davalı sıfatının Hazineye ait olduğu, davacı tarafın iyi niyetle tapu kaydına güvenerek mülkiyet hakkı iktisap etmediği, aksine tapu malikinin ilk tesisinden itibaren taşınmazı ve dolayısıyla öncesinin orman olduğunu bilecek durumda olduğu, AİHM içtihatlarında ve AİHS’de koruma altına alınan bir mülkiyet hakkının mevcut olamaması nedeniyle, Hazineye yönelik davanın esastan, diğer davalılar yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir......
Anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğunun kapsamı, tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini izleyen işlemler olup tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda oluşan hataları da kapsamaktadır. Bir başka deyişle, kadastro işlemleri, tapu kütüğünün oluşumuna dayanak oluşturduğundan, bu işlemler nedeniyle tapu kütüğünde oluşacak yanlışlıklar nedeniyle doğacak zararlar da TMK'nın 1007. maddesi kapsamındadır. Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluk niteliğinde olup, tapu siciline bağlı çıkarların ve mal varlığına ilişkin (aynî) hakların, yanlış tescil sonucu sicile güven ilkesi yönünden değişmesi ya da yitirilmesi, bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü sicillerin doğru tutulmasını üstlenen Devlet, sicillerdeki yanlış kayıtlardan doğan zararları ödemeyi de üstlenmektedir. Dayanaksız ya da hukukî duruma uymayan kayıtlar düzenlemek, taşınmazın niteliğinde yanlışlıklar yapmak da aynı kapsamda düşünülmüştür.
|