Yargıtay 12. HD.sinin , "İYUK'nun 28/2 m.si,nin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmadığına" dair yerleşik ve güncel kararları bulunmaktadır.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2018/2941
Karar Numarası: 2018/6645
Karar Tarihi: 25.06.2018
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından ... 2. İş Mahkemesi'nin 2013/179 E. 2013/212 K. sayılı ilamındaki alacak kalemlerinin tahsili için borçlu aleyhine takip başlatıldığı, borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; diğer şikayetlerinin yanı sıra, müvekkili İdareye 6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişiklik kapsamında alacağın tahsiline yönelik herhangi bir başvuru yapılmaksızın takip başlatılmasının yasal dayanağının olmadığını, bu nedenle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, alacaklının, görev gaspı yapmak suretiyle önce idareye başvurmak yerine doğrudan icra yoluna başvurması nedeniyle şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
6352 sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile Değişik 2577 sayılı Yasa'nın 28'inci maddesinin (2) fıkrasına göre "...Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı İdareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur..."
Ancak 2577 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca; “Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi ...” olup, bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki bu değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
O halde, mahkemece, borçlunun bu yöndeki şikayetin reddi ile diğer şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
www.legalbank.net
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/1376
Karar Numarası: 223/309
Karar Tarihi: 19.01.2023
(...)
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip dayanağı ilamın adli yargı mahkemesi tarafından verilen ilam niteliğinde olduğundan, idareye yazılı başvuru şartına ilişkin İYUK'nın 28/2 maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını,icra emrinin davacı borçluya 27.06.2019 tarihinde saat 15:36'da tebliğ edildiği, ödemenin ise davalı alacaklıya aynı ... saat 16:16'da yapıldığı, yapılan ödemenin icra emrinin tebliğinden sonra olduğu, borcun tamamının ödendiğine dair icra takip dosyasında herhangi bir belgenin olmadığı, mahkeme dosyasına da borcun tamamının ödendiğine dair belge ibraz edilmediği, ödeme iddiasının icra müdürlüğünce göz önüne alınması gerektiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı borçlu vekili, 6352 sayılı Kanunun 58. maddesiyle değişik 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2 maddesi hükmüne göre öncelikle iban numarası bildirilerek müvekkili idareye başvurulması gerektiğini, ancak davacı tarafın bu prosedüre hiçbir şekilde başvurmadığını, doğrudan icra takibi başlattığını, ayrıca mahkeme ilam bedelinin müvekkili idareye icra emri tebliğ edilmeden ilam alacaklısının hesabına ödendiğini belirterek takibin iptali gerektiğinden bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile icra takibinin dayanağı olan ilamın Kütahya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/153 E. 2019/189 K. sayılı ilamı olduğundan şikayetçi kuruma başvuru yapılmadan icra takibi yapılamayacağına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediğini, şikayet dilekçesi ekinde sunulan muhasebe işlem fişine göre, şikayetçi kurumun alacaklıya takip dışı yolla 27.06.2019 tarihinde 252.209,36 TL miktarlı kısmi ödeme yaptığı, alacaklı vekilinin takip dosyasına yaptığı haricen tahsil bildirimindeki tarih ve miktarın muhasebe işlem fişi ile uyumlu olduğu anlaşıldığından borçlunun itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasını istemekte hukuki yararı bulunmadığının kabulü gerektiğinden mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından, şikayetçi borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, İYUK 28/2 maddesi kapsamında borçlu idareye başvuru yapılmadan takip yapılamacağı ve takibin henüz kesinleşmeden ödendiğinden bahisle iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6352 Sayılı Yasa'nın 58. maddesi ile değişik 2577 Sayılı Yasa'nın 28/2 maddesi
İİK'nın 33. maddesi ve ilgili yasal mevzuat
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup
borçlu vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.