Mesajı Okuyun
Old Dün, 10:37   #3
av.murat kılıç

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Yücel Kocabaş
Sorunun cevabını Avukatlık K. m. 171'i inceleyerek bulabilirsiniz.

Avukatlık Kanunu’na göre kural olarak avukat yüklendiği işi bizzat takip etme ve sonuçlandırmakla yükümlüdür. Ne var ki, Avukatlık Kanunu’nun 171. maddesi gereğince, avukata verilen vekaletnamede başkasını tevkile yetkili kılınmışsa ve yazılı sözleşmede aksine açık bir hüküm olmadıkça, avukat işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir. Vekaletnamede, düzenleme tarihinden sonra açılacak veya takip edilecek bütün dava ve işlerde vekalete ve başkasını tevkile genel şekilde yetki verilmişse, avukat bu tarihten sonraki dava ve işlerde müvekkilinden ayrıca vekalet almaya lüzum kalmaksızın işi başka bir avukatla birlikte veya başka bir avukata vererek takip ettirebilir.Bu takdirde ikinci avukat ile müvekkil arasında vekalet ilişkisi doğar.

Yine Avukatlık Kanununun 171/3.maddesi gereğince, avukat tarafından işe başka avukatlar katılmış (örneğin bir iki celselik duruşmaya girmek gibi) ise avukat bundan dolayı ayrı bir ücret isteyemeyeceği gibi işi birlikte takip eden avukat da müvekkilinden herhangi bir ücret isteyemez.

Ne var ki soruda geçtiği gibi ,iş tamamen başka bir avukata bırakılmış ise, tevkil eden ve tevkil olunan avukatlar ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartıyla harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden isteyebilirler.Bu durumda hangi avukatın hangi oranda ücrete hak kazanacağını hakim tayin eder. Ancak tevkil eden avukat müvekkilden peşin ücret almışsa harcadığı mesaiye karşılık olan miktarın fazlasını tevkil ettiği avukata ödemekle yükümlüdür. Bu durumda birinci avukata ödenen miktar müvekkilin ödeyeceği miktardan tenzil edilir.

Sonuç olarak dava müvekkil aleyhine açılır. Eğer müvekkilin birinci avukata ödediği bir ücret varsa o takdirde dava müvekkil ve birinci avukat aleyhine açılmalıdır. Diye düşünüyorum.


Bu güzel cevap için teşekkür ederim. Sorumda da yazdığım gibi dosyada sanığın abisine verdiği vekalet var. Ama dosyada tüm işi ben yaptım, duruşmalara girdim, savunma dilekçelerini yazdım, istinaf ve temyiz dilekçelerini yazdım ve sanık beraat etti.
Beraat sonrası ücret isteyince "bir kere duruşmaya girdin ben bir şey ödemeyeceğim" dedi. Ben de bunun üzerine icra takibi yaptım, icra takibine itiraz etti. Ardından Tüketici Mahkemesinde itirazın iptali davası açacaktım ancak miktar bakımından Tüketici Hakem Heyetine başvuru yaptım, oradan ret cevabı gelince tüketici mahkemesine başvuracağım. HGK kararına göre görevli yer tüketici mahkemesi. Her ne kadar bazı BAM kararlarında görevli yerin Asliye Hukuk söyleniyorsa da HGK kararı son noktayı koymuş. Görev yönünden düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim.