Dün, 12:42
|
#5
|
|
1. HMK m.13'e göre, "Kesin yetkinin söz konusu olmadığı hâllerde, asıl davaya bakan mahkeme, karşı davaya bakmaya da yetkilidir." Boşanma davasındaki yetki kesin yetki niteliğinde olmadığından maddenin kesin yetki istisnası uygulanmayacaktır. Buna karşın soruda geçtiği gibi asıl dava yönünden yetki itirazında bulunup aynı mahkemede 13 m. göre "karşı dava" açılabilecekmidir?Bu sorunun cevabı kanunda ve yargı kararlarında geçmemektedir. Konu aşağıdaki bilimsel görüşte incelenmiştir.Buna göre yetkisiz mahkemede açılan asıl dava yönünden yetki itirazında bulunup ve karşı dava hakkını kaybetmemek için aynı mahkemede karşı davanın açılması mümkündür. Bu durumda itirazın kabulü ve süresinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde yetkili mahkeme hem asıl ve hem de karşı davaya birlikte bakacaktır.
2. Buna karşın, bilimsel görüş sağlam bir hukuki dayanak olarak görülmez ise, doğrudan yetkili mahkemede bağımsız boşanma davası açılıp bu davanın ilk dava ile birleştirilmesinin istenmesi olanağı da geçerlidir. Zira, aşağıdaki Yargıtay kararında da belirtildiği gibi her iki dava arasında tarafların davalardaki sıfatları ve dayandıkları maddi vakıalar farklı olduğundan, ortada derdestlik durumu bulunmamaktadır.
Bu iki imkandan da yararlanarak tercihinize göre davanızı açabileceğinizi düşünüyorum.
1.BİLİMSEL GÖRÜŞ
"...Asıl Davanın Yetkisiz Mahkemede Açılması Halinde Karşı Dava
Asıl davanın yetkisiz mahkemede açılması halinde, davalı yetki ilk itirazında bulunmayarak aynı mahkemede karşı dava açmış ise, yetkisiz olan mahkeme her iki dava bakımından da yetkili hale gelir (HMK m. 13). Buna karşın, asıl dava yetkisiz mahkemede açılmış ve davalı hem yetki ilk itirazında bulunmuş hem de karşı dava açmış ise, yetkisiz mahkemede açılan karşı davanın akıbetinin ne olacağı genel hükümlere göre belirlenmelidir(506). Asıl davaya ilişkin yetki ilk itirazı üzerine mahkeme asıl dava bakımından yetkisizlik kararı vermeli, mahkemenin vereceği bu yetkisizlik kararı üzerine taraflardan birinin mahkemeye süresinde başvurarak dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini istemesi gerekir (HMK m. 20). Süresi içerisinde yapılan başvuru üzerine, dosya kendisine gönderilen mahkemede görülen dava önceki davanın devamı niteliğinde olduğundan hem asıl dava hem de karşı dava bu mahkemede görülmelidir. Diğer bir deyişle gönderme kararı üzerine taraflardan birinin süresi içerisinde yaptığı başvurunun her iki dava bakımından da yapıldığı kabul edilerek yetkili mahkemece her iki davaya da bakılmalıdır(507). Çünkü davalı-karşı davacı asıl davada mahkemenin yetkisini kabul etmemiş, ancak yetki itirazının kabul edilmemesi halinde esasa cevap süresi geçmiş olacağından karşı dava açma hakkını kaybetmemek için karşı dava dilekçesini de yetkisiz mahkemeye yöneltmek zorunda kalmıştır." ( Dr.Öğr.Üyesi Çiğdem YAZICI, Medeni Usul Hukuku Karşı Dava, 2021,sh:143)
2.YARGITAY KARARI
"...Derdest davadan söz edilebilmesi için her iki davanın tarafları, konusu ve dayanılan maddi vakıaların aynı olması zorunludur. Davalı tarafından Diyarbakır Aile Mahkemesinde açılan derdestliğe esas alınan boşanma davası ile bu davanın taraflarının davadaki sıfatları ile dayanılan maddi vakıalar farklıdır. Bu nedenle, derdestlik koşullarının gerçekleşmediği gözönüne alınarak derdestlik ilk itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." (Yargıtay 2.HD. 13.12.2011 T. 2010/23261 E. 2011/21995 K.)
|