|
|
|
|
|
|
Sayın Meslektaşlarım
İşçi bir işyerinde, 2 sene önce çalışmış işten ayrılmış ve bu sene tekrar çalışmaya başlamış. Bu sene işveren tarafından işten çıkarılmış ve kendisi bir ihtarname düzenleyerek işverene göndermiş. İhtarnamede bu seneki çalışmalarına dair hak edişlerini talep etmiş. Kendisi ile sohbet ettiğimde geçen senelerdeki çalışmalarına dair de hak edişlerinin olduğunu ve zamanaşımına uğramadığını anladım. Ancak ihtarnamede sadece bu seneki çalışmalarına dair talepte bulunmuş. İhtarnamede ayrıca fazla mesai olarak ne kadar süre ile fazla mesai yaptığı konusunda açık kabulü olmuş ve fazla mesai tutarını da kendince hesaplayıp ihtarnamede belirtmiş.
1)Sizce geçen senelerdeki çalışmaya dair hak edişleri davada talep edilebilir mi?
2)Sizce ihtarnamede belirtiği fazla mesaiye dair yaptığı hesaplama ile davada bağlı olur muyum?
|
|
 |
|
 |
|
Kıymetli meslektaşlarım, iş hukukuyla alakalı emsal kararlarda özellikle 2021 sonrası kararlara bakılması gerektiği kanaatindeyim. 22. Hukuk dairesi kapatılıp 9. hukuk ve 22. Hukuk daireleri Yargıtay 9. Hukuk dairesi olarak birleştikten sonra ilke kararları çıktı bilindiği üzere. Yargıtay 9. HD., E. 2022/5932 K. 2022/6735 T. 30.5.2022 kararında '' Yukarıda açıklandığı üzere genel ifadeler taşıdığı anlaşılan fesih ihtarnamesindeki fesih gerekçelerini davacının daha sonra dava dilekçesi ile somutlaştırmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı fesih ihtarında fesih sebebi olarak diğer sebeplerin yanı sıra ücret alacaklarının davalı işveren tarafından ödenmemesini veya eksik ödenmesini de fesih sebebi olarak ileri sürerek davalıdan talep ettiği alacak kalemlerini tek tek belirlediğinden, ihtarnamede talep edilen ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı bulunup bulunmadığı da irdelenmelidir. '' şekline hüküm kurulmuştur. Ancak alacak kalemlerinin ihtarname veya dava dilekçesinde net olarak belirlendiği yani sınır çizildiği durumlarda taleple bağlılık ilkesinin daha sıkı yorumlandığını gördüm. Örneğin ''YARGITAY 9.Hukuk Dairesi Esas: 2015/ 24623 Karar: 2018 / 8335, Karar Tarihi: 10.04.2018 olan dosyada '' Davacı tarafça fesih tarihinden sonra noterden keşide edilen dosya içeriğindeki 02.09.2013 tarihli ihtarnamenin, “talep konusu” kısmında “… kullandırılmayan son 5 yıllık izin ücretlerimin ödenmesi talepli ihtarımdır.” şeklinde açıklama yapıldıktan sonra içeriğinde de “… 20 yıllık çalışmamın karşılığını oluşturan kıdem tazminatı ve son 5 yıllık izin ücretim tarafıma ödenmemiştir. … Muhatap Şirket 5 yıllık ücretli izin hakkımı kullandırmadığı gibi ücretini de ödememiştir. … ve 5 yıllık ücretli izin alacağımın tarafıma ödenmesi aksi halde haklarımın tespiti için yargıya başvuracağımı tarafınıza ihtar ederim.” yönünde beyanlar ile talepte bulunmuştur. Davacının açık ve kesin bu beyanları kendisini bağlar. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davacının yıllık ücretli izin talebinin son 5 yıllık çalışmasına hasren değerlendirilip hüküm altına alınmasından ibarettir. Davacı tarafça noterden keşide edilen ve yukarıda bahsedilen 02.09.2013 tarihli ihtarnamede, “… Muhatap Şirket 2010 yılından bu yana prim ödemelerini aksatmaktadır. Muhatap Şirketten 40.000 TL. prim alacağım olmasına rağmen bugüne kadar ödememiştir. … Bakiye 40.000 TL. prim alacağımı, … tarafıma ödenmesi aksi halde haklarımın tespiti ve tahsili için yargıya başvuracağımı tarafına ihtar ederim.” yönünde açıklamalar yaparak talepte bulunmuştur. Davacının bakiye prim alacağının 40.000 TL. olduğuna ilişkin bu beyanı kendisini bağlar. Prim alacağının buna göre hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde daha yüksek miktarda hüküm altına alınması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. '' şeklinde hüküm kurulmuştur. Meslektaşlara ve konuyla ilgilenenlere faydalı olması dileğiyle..