Mesajı Okuyun
Old 29-09-2025, 11:20   #10
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Sayın Admin;

Ben özel bir karar olduğunu da düşünmüyorum. Yargıtay bu konuda doktrinden ayrılıyor, farklı düşünüyor ve değişik bir şekilde uyguluyor. Benzer içtihatı alta ekliyorum. Ancak farklı yönde de içtihatlar var.


11. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2024/4324
Karar : 2025/1221
Karar Tarihi :25.02.2025

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2579 Esas, 2023/259 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/754 E., 2022/13 K.



Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 25.02.2025 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.



KARAR



I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ticari aracını ... aracılığı ile davalı ...'a kiraya verdiğini, 3. kişilerce sahte evrak düzenlenerek aracın satılmaya çalışıldığını öğrendiğini, bunun üzerine müvekkilinin aynı gün suç duyurusunda bulunduğunu, bilahare aracın 21.07.2014 tarihinde sahte nüfus cüzdanı ve satış vekaletnamesi kullanılarak ...'ye satıldığının tespit edildiğini, sahte belge ve vekaletnameyle yapılmış olan bu satışın geçersiz olduğunu ileri sürerek satışın iptali ile aracın müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep talep etmiştir.



II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde: müvekkilinin söz konusu aracı internet sitesi üzerinden tanıştığı ...'tan noterde satın aldığını, alım satım işleminde sahte kimlik kullanılmış ise müvekkilinin bu hususta bir bilgisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.



2.Davalı ... cevap dilekçesinde: İstanbul'da hiç ikamet etmediğini, dava dilekçesinde bildirilen adresinin doğru olmadığını, dava dilekçesinde bahsedilen aracın satımı ile bir alakasının bulunmadığını, davacının ve diğer davalıların adlarını ilk defa bu dava nedeni ile duyduğunu, bundan yaklaşık 10 yıl önce kimliğini kaybettiğini, kimliğinin kullanılarak adına böyle bir işlemin yapılması nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.



3.Diğer davalılar tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.



III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ...'in davalılardan ... adına verdiği iddia olunan araç satış vekaletnamesinin, sahte olduğu tespit olunan nüfus cüzdanıyla çıkartılmış olduğunun anlaşılması nedeniyle söz konusu araç satış vekaletnamesinin geçersiz olduğu, bu geçersiz araç satış vekaletnamesine dayanılarak aracın diğer davalı ...'a satıldığı, akabinde ise aynı aracın 3 gün sonra diğer davalı ...'ye satışının yapıldığı, geçersiz satışın da aracın mülkiyetinin el değiştirmesini sağlamayacağı, davacının şikayeti ile başlayan soruşturma sonunda davalılardan ..., ... ve ...'nin ayrı ayrı dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkum oldukları, Ceza Mahkemesi kararlarının maddi olgulara ilişkin hükümlerinin hukuk hakimini bağlayacağı, kararın kesinleşmesinin beklenilmesine yer olmadığı, satışların geçersiz olduğu ve aracın mülkiyetinin halen davacıya ait olduğu, her ne kadar davalı ... iyiniyetli olduğunu ifade etmiş ise de, aracın Sefer Gaz'a satışından öncesine ait yapılan satış sözleşmesinin, davacı adına düzenlenen geçerli vekaletnameni de geçersiz olduğu, mutlak def'ilerin iyiniyetli hamile karşı da ileri sürülebileceğinden iyiniyet iddiasının yerinde bulunmadığı, davalılardan ...'ın aracın satışında veya vekalet düzenlenmesinde hiçbir katkı ve eyleminin bulunmadığı, kimliğini yıllar öncesi kaybetmiş olmasının mağduriyetini yaşadığı, davalı ... hakkında böyle bir eylem nedeniyle almış olduğu bir cezanın da olmadığı, davalı ... yönünden kendisine yüklenecek kusuru da bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar ..., ... ve ... yönünden açılan davanın kabulü ile aracın satışına dayanak olan, sahte nüfus cüzdanı ve imzayla yapıldığından geçersiz olan araç satış vekaletnamesinin iptaline, geçersiz araç satış vekaletnamesiyle davacı adına davalı ... tarafından diğer davalı ...'a yapılan araç satış sözleşmesinin ve davalı ... adına yapılan yolsuz tescilinin iptaline, yolsuz tescille araç kaydı üzerine geçen davalı ... tarafından diğer davalı ...'ye yapılan araç satış sözleşmesinin ve davalı ... adına yapılan yolsuz tescilinin iptaline, idari makamları belirli bir biçimde işlem tesisine zorlayıcı tescil kararı verilememesi ve tüm devir ve satışlarının iptal olunmasıyla, aracın davacı adına kayıt olacağının açık olması nedeniyle, davacının aracın gerçek malik olan davacı ... adına tescili talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekilince istinaf edilmiştir.



IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aracın malikinin rızası dışında elinden çıktığı, üçüncü kişi durumundaki davalıların aracın mülkiyetini kazanmasının söz konusu olamayacağı, motorlu araç mülkiyetinin iyiniyetle kazanılamayacağı, sanık olarak yargılanan davalı ...'nin beraatine karar verildiği nazara alındığında ceza dosyasının kesinleşmesini beklenmesinin yargılamayı uzatacağı, bu nedenle usul ekonomisi gözetilerek İlk Derece Mahkemesince ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmemiş olmasında usul ve yasaya bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.



V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, araç satış sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.



B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.



VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı ...'ye yükletilmesine, 25.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.