Mesajı Okuyun
Old 26-08-2025, 13:54   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Meslektaşım merhabalar;

Normalde; noter geçerlilik şartı varken yapılan adi yazılı sözleşme geçersizdir ve taraflar ancak verdiklerini geri isteyebilirler. Ancak Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre; adi yazılı harici satış sözleşmesi geçersiz ise de, sonradan resmi satış yapılırsa bu sözleşmede geçerli hale gelir. Bu nedenle adi yazılı sözleşmedeki bakiye bedeli isteme hakkınız olduğunu düşünüyorum. Aşağıya birkaç emsal karar ekleyeceğim.

Suç duyurusu ise; bedelin belirli bir kısmı ödendiğinden ve savcılıkların malvarlığına karşı suçlara genel bakış açısı nedeniyle, "hukuk mahkemelerinde çözülmesi gereken hukuki ihtilaf" nedeniyle takipsizlikle sonuçlanacaktır. Ancak yine de tahsilatı hızlandırmak için bu yola da başvurmak gerekir ancak müvekkil bu konuda ayrıca bilgilendirilmelidir. Diye düşünüyorum.




13. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2015/38078
Karar : 2016/1141
Bu mevzuat hükümleri gereğince kural olarak tapulu taşınmazlara ilişkin harici satış sözleşmeleri geçerli olmayacaktır. Ne var ki, harici sözleşmeye ek olarak resmi devrin gerçekleşmesi halinde sözleşmenin de artık geçerlilik kazanacağı yerleşik Yargıtay uygulamaları ile sabittir.
Somut olayda davacı tapudan devrin yanı sıra davalı ile aralarındaki 15.7.2008 tarihli adi yazılı sözleşmeye de dayanmış olup, bu belgede davalının davaya konu taşınmaz üzerindeki miras hissesini 35.000,00TL bedelle sattığı açıkça yazılıdır. Ülkemizde resmi devirlerde sıklıkla gerçek satış bedelinin gösterilmediği de dikkate alındığında, mahkemenin davacının yalnızca resmi akitte yazılı 100,00 TL bedeli isteyebileceği, kendi muvazaasına dayanarak fazlasını isteyemeyeceği yönündeki kabulünde isabet bulunmamaktadır. Davalı resmi devir ile geçerli hale gelen harici sözleşmede belirlenen 35.000,00TL satış bedeli ile bağlı olup, bu bedelin ödenmediğini yasal kesin delillerle ispatla mükelleftir.

3. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2023/1535
Karar : 2023/1536
Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesi'nin 05.02.2018 tarihli ve 2015/34858 E., 2018/1174 K. sayılı ilamıyla; tarafların sair temyiz itirazları incelenmeksizin davacının temyizi yönünden; taraflar arasındaki 09.12.2004 tarihli sözleşme resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değilse de celp edilen tapu kayıtlarının incelenmesinden 01.03.2005 tarihinde her iki tarafın tapuda işlem yapmak suretiyle geçersiz olan harici sözleşmeye geçerlilik kazandırdıkları, 09.12.2004 tarihli sözleşmenin geçerli hale geldiği, geçerli hale gelen 09.12.2004 tarihli sözleşmede, \"Satıcı, satışa konu dairenin konu edildiği bir davanın açılmamış bulunduğunu alıcıya beyan eder. Satıcı, böyle bir davanın varlığı nedeniyle uğrayacağı zararların tümünü zararların tutarının %30 tutar fazlası ile birlikte ödemeyi kabul ve taahhüt eder.\" hükmü düzenlendiği, davacının bu hüküm gereğince davalıdan cezai şart isteyebileceği, mahkemece bu hususta taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ve davalı temyizi yönünden ise; bilirkişilerin yaptığı hesaplamanın Dairenin benimsediği nispi metoda uygun olmadığı, mahkemece bu doğrultuda bilirkişi raporu alınıp Dairece uygulanan nispi metoda göre hesaplanan değer azalmasının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

13. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2015/40191
Karar : 2016/8616
Dava, tapulu taşınmazın adi senetle satışının kararlaştırılmasından kaynaklanan eksik bedelin tahsiline ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme ile taşınmazın 91.500 TL'ye satışı düzenlenmiştir. Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri yada devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması B.K. 213, Tapu Kanunu 26. madde ve T.M.K'nun 706 uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan göz önünde tutulur. Her ne kadar taraflar arasındaki bila tarihli "aramızda akit" başlıklı sözleşme resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değilse de celp edilen tapu kayıtlarının incelenmesinden 26.11.2012 tarihinde her iki tarafın tapuda işlem yapmak suretiyle geçersiz olan harici sözleşmeye geçerlilik kazandırdıkları, böylece "aramızda akit" başlıklı sözleşmenin geçerli hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

3. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2022/8369
Karar : 2023/346
Somut olay özelinde yapılan değerlendirmede; davacıya 31.12.2012 tarihinde anılan dairenin asıl davada davalı/karşı davada davacı... Elektrik Makine İnşaat İhracaat İthalat Ticaret A.Ş. tarafından tapuda devrinin yapılmış olması, 22.12.2011 tarihli harici satış sözleşmesinde asıl davada davalı/karşı davada davacı... Elektrik Makine İnşaat İhracaat İthalat Ticaret A.Ş. yetkilisinin şahit olarak isminin yer almadığı gözetildiğinde, birleşen davada davalı ... ile davacı arasında yapılan sözleşmeden haber olduğu ve davacı tarafta sözleşmede yer alan taahhütlerin gerçekleştirileceği inancını oluşturduğu anlaşıldığından ve yine tapu devrinin yapılması ile geçersiz sözleşmenin geçerli hale geldiği de değerlendirilerek asıl dava ve birleşen dava yönünden davalıların 22.11.2011 tarihli satış sözleşmesi hükümleri gereğince davacıya karşı müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğu gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.