Mesajı Okuyun
Old 25-07-2025, 07:51   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Yargtay 1.HD.nin aşağıdaki kararına ve dairenin eski Bşk.larından Eraslan Özkaya ile 3.Hd.sinin eski Bşk.larından Nihat Yavuz’un görüşüne göre ;

“ Ara miras bırakan” açıkça feragat etmedikçe, muvazaalı sözleşme geçersiz olup, kendisinin sağlığında dava açmamakla icazet vermesi ile geçerlilik kazanmaz. ”kök miras bırakanın” yaptığı muvazaalı temlik hakkında “ara miras bırakan”dava açmasa bile, ölümü ile onun miraççılarının "kök miras bırakanın" muvazaası nedeniyle dava açmak hakları mevcuttur.


Diğer yandan Yargıtay HGK’nun 23.09.2020 T. 2017/1251 E. 2020/673 K. Sayılı kararı ile 1.HD.sinin 12.01:2022 T. 2021/9771 E. 2022/141 K. Sayılı kararına göre , muris muvazaasına dayalı davanın uzun süre sessiz kalındıjktan sonra açılmasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği cihetiyle, sorulan soruda kök miras bırakanın 30 yıl önce muvazaalı temlik yapması şimdi dava açılmasına engel teşkil etmemektedir.

Sorudaki olayda; D "ara miras bırakan" konumundadır. D nin açık bir feragati bulunmadıkça; D nin mirasçısı olan müvekkil adayının "kök miras bırakanlar" A ve B nin ev ve tarla hakkındaki muvazaalı temliklerinden dolayı ,muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasını açabileceğini düşünüyorum.

1.YARGITAY GÖRÜŞÜ

YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ 06.04.2010 T. 2010/1445 E. 2010/3898 K.


“…Somut olaya gelince, Davacının babası Erkan’ın 1990, babaannesi Saadet’in ise 1992 yılında öldükleri, davacının babası Erkan’dan dolayı babaannesinin mirasçısı olduğu, Babaanne Saadet’in davacının babası Erkan’ın ölümünü müteakip çekişme konusu taşınmazı diğer oğlu Erden’e satış suretiyle devrettiği, davacının bu işleme karşı açtığı muris muvazaası davası sonucunda 3/8 payın iptaline ve adı geçen adına tapuya tesciline karar verildiği ve kararın kesinleştiği, muvazaalı bu işlem yapılmamış olsa idi Saadet’ten sonra ölen eş Hüseyin Cahit Eroğlu’na mirasın 1/4 payının intikal edeceği ve bu suretle davacının da dedenin hissesinden 1/8 paya sahip olacağı sabittir.

Mahkemece Muris Saadet’ten sonra ölen Hüseyin Cahit’in eşi tarafından yapılan işleme sessiz kalması ve iptali yönünde bir girişimde bulunmaması nedeniyle davacının dedesi yerine geçerek ve onun tarafından kullanılmayan bir hakka dayanarak dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Oysa muvazaalı sözleşme yok hükmünde, en azından geçersiz bir sözleşmedir. Bu itibarla taşınmaz miras bırakanın mal varlığından şeklen çıkmış gözükse de, gerçekten mal varlığı içerisinde kalmaktadır. O halde terekeye dâhil olan bir taşınmazda her mirasçının hakkı (payı) bulunduğu kuşkusuzdur

Bir önceki miras bırakanın (kök miras bırakanın) yaptığı muvazaalı temlik hakkında miraççılardan biri (ara miras bırakan) dava açmasa bile, ölümü ile onun miraççılarının dava açmak hakları mevcuttur. Zira yukarıda da değinilen ilkeler gereğince icazetle veya belirli bir süre geçtiği halde dava açılmaması ile muvazaalı sözleşme geçerli hale gelmez. Kaldı ki Türk Medeni Kanunu’nun 528. maddesi uyarınca düzenlenmiş mirastan feragate dair bir belgenin varlığından da söz edilmemiştir. Dede Hüseyin Cahit sağlığında dava açmasa dahi dava hakkından vazgeçmiş sayılamayacağından, onun hakkı halefiyet kuralı ile mirasçısına geçer, mirasçıda miras hakkına engel olan kök miras bırakan tarafından yapılan muvazaalı sözleşmenin geçersizliğini ve bu sözleşmeye dayanan tapunun iptalini isteyebilir.

Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 06.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

2. AYNI DOĞRUTUDA BİLİMSEL GÖRÜŞLER Eraslan ÖZKAYA, İnançlı İşlem ve Muvazaa Davaları, 2024, s.472 ve dev.

Nihat YAVUZ, Muvazaa İnançlı İşlem Nam-ı Müstear ve Kanuna Karşı Hile Davaları,2015, sh:291 ve dev.